Zagallo'nun bir bildigi var miydi sahi?

Siz bu satirlari okumaya basladiginizda haberin kendisiyle birlikte yorumunun da cilki cikmis olacak; ama ben Fransa-Brezilya futbol finaline farkli bir noktadan satasacagimi zannediyorum.

Pazar aksami, "final keyfi" icin dayimgilde karargah kurduk; dayim, irsen Fenerbahceli olmak haricinde hemen her hususta fikir birligi edebildigim bir buyugumdur. Koltuklara yerlestik. Mac basladi, ilk dakika gecti, Fransa bastiriyor, Brezilya ise, "aman sinirlerime hakim olayim da su belayi savusturayim" gibi bir havada ezile buzule topu geveze ediyor. Dayima dedim ki,

-Zagallo'nun bir bildigi var; Brezilya boyle top oynamaz; belli ki su ilk hucumlari savustururken takimin enerjisini daha sonraki dakikalarda kullanmayi hesap etmis. Akilli adam, taktik yapiyor...

Dayim bu akil yurutmeye pek inanmasa da ses cikarmadi. Dakikalar ilerledikce Zagallo'nun "bir bildigi" olduguna iyice kendimi inandirdim. Fransa, kazanmak icin futbol cercevesinde ne lazim gelirse yerine getiriyor, adam kovaliyor, markaj yapiyor, sagli sollu ataklar gelistiriyor, sut atiyor; buna mukabil Brezilya agzini acarak yemin yaklasmasini bekleyen bir timsah sabriyla isi savusturmakla mesgul gorunuyordu,

-Tabii canim, besbelli iste dedim, "Zagallo'nun bir bildigi var; bekleyim bakalim Fransa'nin basina ne corap orecek?"

Dayim "oyle olsa gerek" makamindan bir tasvib isaretiyle yorumumu destekledi. Oyle olmaliydi; yari final macinin canavar gibi top oynayan takimi simdi hali sahada vakit geciren mutekaidlerin temposunda bir final maci oynuyorsa elbette birilerinin bir bildigi olmaliydi. Icimden, "helal olsun Zagallo'ya; takimi nasil da ustalikla sakliyor; belli ki ikinci yarida Fransa'yi bunaltip kupayi goturecek" derken, o hain yan top organizasyonlarinin birinde kornerden gelen topa Zidane oyle bir kafa vurdu ki, ben bile begendim. Tekrar esnasinda mustakbel kalecimiz Taffarel'in pozisyon hatasi yapip yapmadigina baktim; temizdi. Kabahat butun defanstaydi. Dayima dondum;

-Zagallo'nun hesabi tutmadi dedim. Mecburen oyunun ritmini yukseltecek; siki duralim mac simdi basliyor!

Dayim, ev sahibi durumunda oldugu icin yorumuma sadece dudak bukerek cevap verdi. Elbette Zagallo'nun bir bildigi vardi ve ne bildigini az sonra gorecektik. Demeye kalmadi, Fransa'nin ikinci golu, tam da uzatma dakikalarinda bir zipkin hismiyla kaleyi buluverdi. Ardindan devre bitti. Dedim ki,

-Anlasildi, simdi sahane bir ikinci yari seyredecegiz; Zagallo ilk yari gizledigi Brezilya'yi ikinci yarida atesleyecek!

Ikinci yari basladi; fakat Brezilya, "Bu musibete nerden bulastik; mac bitse de gitsek" teranesiyle guc-bela surdurdugu mizmiz futbolda israr ediyordu. Dayimla goz goze geldik, bana firsat birakmadan,

-Hele sabredelim, belki Zagallo'nun bir bildigi vardir! deyince inanmak istemedigim hakikat olanca aciligi ile yuregime coktu; sadece buruk buruk gulumseyebildim: Brezilya bu maci kaybedecekti!

Son uc-bes dakikaya kadar bekleyip durdugum o futbol mucizesi gerceklesmedi; buna mukabil Petit denilen uzun sacli herif guzel bir gol daha atarak hayallerimi yerle bir etti. Brezilya yenilmemisti, bu bir maglubiyetten farkli bir seydi; rezil olmuslardi (ki futbol dilinde buna "surklase" derler). Dag fare dogurmus, asabim bozulmustu. Bitirici darbeyi bitis dudugunden hemen sonra dayim indirdi;

-Daha her sey bitmis sayilmaz, belki Zagallo'nun hala bir bildigi vardir!

Zagallo'nun hicbir sey bildigi yoktu; ama bu, benim futboldan hicbir sey anlamadigim anlamina gelmezdi; belki Brezilyali futbolcularin ogle yemegine sabun konulmus, belki bir Fransiz cadisi buyu yapmisti; baska ihtimal olamazdi!

......

Bana kalirsa, "canim elbette bir bildikleri vardir" vehmiyle beceriksizliklerine bedavadan vade tanidigimiz her kisi ve kurulusu bir kere daha gozden gecirmenin vakti gelmistir. Ne dersiniz?


Kaynak (Arşiv)