Yeni bir civanmertlik yorumu: AKUT!

-Zor zamanda elini taşın altına koyan bütün sivil toplum kuruluşlarının şahsında-

Eski zamanların civanmertleri ve yiğitleri düşene kılıç çekmez, yoksulu destekler, hakka hizmet eder ve insânî değerler uğruna gereğinde hayatlarını hiçe sayarlardı. Şimdiki zamanların civanmertlik ve şövalyelik yorumu için AKUT örgütlenmesi, daha şimdiden parlak bir örnek teşkil etmiştir ve öyle sanıyorum ki Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının tarihinde AKUT'un bu felâket esnasında gösterdiği dirâyet, çeviklik, beceriklilik ve diğerkâmlık önemli bir dönüm noktası teşkil edecektir.

AKUT bir sivil toplum kuruluşu, hepsi de genç ve okumuş çocuklar; felâket duyulur duyulmaz kimseden emir ve talimat beklemeksizin, yolluk-yevmiye, harcırah gibi endişelere takılmaksızın, tamamen kendi imkânlarıyla harekete geçtiler ve bütün Türk toplumunun takdirini kazanacak bir şecaat gösterdiler. İşte bu, eskimeyen yiğitlik değerlerinin şimdiki zamana mahsus yorumudur.

Devletimiz artık sivil toplum kuruluşlarının her hareket ve niyetinden endişe etmek yerine bu gibi gönüllü birlikleri teşvik eden bir bakış açısı kazanmalıdır. Eminim ki bugünden sonra yüzlerce sivil toplum kuruluşu ya AKUT benzeri çalışmaları desteklemek veya ona benzer teşkilatlanmalara giderek bu hayırlı çığırı takip edeceklerdir; AKUT'a sadece kurtardıkları canlar için değil, ülkemizde sivil inisiyatif kuruluşlarına yeni bir heyecan kazandırdıkları için de teşekkür etmeliyiz.

Eğer siyâsî karar sahibi olsaydım demiri tavında döver ve Kızılay'ın yeniden teşkilatlanması konusunda AKUT'çu gençlerden hizmet talep ederdim, zira görüyoruz ki hantal bürokrasimiz ne yapacağına karar verene kadar çoğu kere iş işten geçiyor; kadirnâşinaslık etmeyelim, uğradığımız felâket büyük, yaygın ve şiddetliydi ve bu yüzden devlet refleksi gecikti; ne var ki sivil toplum kuruluşları, devlete karşı mevzilenmiş değiller ve kösteklendikleri zamanlarda bile devletin yükünü hafifleten bir fonksiyon ifâ ediyorlar. Buna mukabil devletimiz sivil toplum kuruluşlarına bugüne kadar tedirgin yaklaştı; kimi zaman bölücülüğün, kimi zaman irticâın mehazı olarak şüphelendi ve özellikle son birkaç yılda aldığı tedbirlerle sivil toplum kuruluşlarını âdeta canından bezdirmeye kavl ü karar etti. Türkiye'de AKUT'tan daha güçlü, daha teşkilatlı ve daha zengin yüzlerce vakıf, dernek, sendika mevcut. Bu kuruluşlar desteklenmiş, özendirilmiş ve yönlendirilmiş olsaydı bu felâketi hem daha az kayıpla atlatabilir, hem de yaraları daha az zamanda sarabilirdik. An'anevi "devletçi" anlayışımız hemen devletçi refleksini işleterek depremin bütün mâlî yükünü sırtlanmaya kalkıştı ve akıllarına gelen ilk tedbir "imdadiye" kabilinden deprem vergisi salmak oldu. Bu verginin mahzurları, daha kanunlaşmadan artık âşikâr hale geldi. Hepimiz biliyoruz ki devlet istese de bunca yükün altından kalkacak halde değildir; ama milletin hamiyyetperverliği lisân-ı münâsiple harekete geçirildiğinde her iş kolaylaşır. Nitekim "vergi" lâfı işitilince çevremdeki herkes, yardım için ayırdığı meblağı cüzdanının bir köşesine saklayarak beklemeye koyuldu. Yakın arkadaşlarım, "nasıl olsa vergi ödeyeceğiz, yapacağımız yardımı kampanyaya vermek yerine bizzat tahkik edip araştırarak ihtiyaç sahiplerine kendimiz teslim edeceğiz veya aramızda fon oluşturup muhtaç gençlere burs vereceğiz" şeklinde konuşmaya başladılar. Gönül arzu ediyor ki, bu felâket başta devletimiz olmak üzere elinden iş gelen herkese bir ders olsun: Sivil toplum kuruluşları, bizim gibi devletçi geleneğin çok güçlü olduğu toplumlarda devlete rekabet eden değil, devletin yükünü omuzlayan hizmetler ifâ edebilirler; ama daha ortada fol-yumurta yokken potansiyel rejim düşmanı sayılmak insanların hamiyyet duygularını soğutuyor ve devlete duyulması gereken saygıyı rencide ediyor.

Siyasî eğilimleri, menşeleri her ne olursa olsun insana hizmeti şiar edinen, bir zor zamanda elini taşın altına sokan herkese şükran borçluyuz. Bu halimle işlerine yarar mıyım bilmem; ama yapabileceğim ne varsa (sadece bir AKUT tişörtü mukabilinde) AKUT'çu gençlerin hizmetine sunmak isterim; Allah onlardan razı olsun ve içimizde iyilerin sayısını artırsın.


Kaynak (Arşiv)