Uhrûc ya Erdoğan!
Taksim Platformu, sair “demokratik kuruluşlar”la akçalı dayanışmaya girerek bir boya fabrikası satın alsın; bu fabrikanın ürettiği boya sittîn sene çıkmayan cinsten olsun.
Demokratik sendikalar da koalisyona katılarak fırça, kova, sünger ve şövale üretimi konusunda yan sanayi geliştirsinler. Hükümetten bıkıp usanmış heyecanlı iş çevreleri borsada bu şirketlerin hisselerini desteklesinler; en azından boyacı devrim güçlerine sabahları kahvaltı, öğleleri dürüm, gece yarısı işkembe çorbası ve nohutlu pilav servisi organize etsinler.
Eylemci gençler için demokratik platformlar bünyesinde renk bilgisi, uyum, renk psikolojisi, renkler içinde kırmızının özel yeri, temel tasarım, perspektif ve ressamlıkla badanacılık arasındaki temel benzeşim noktaları gibi gerekli konularda dersler verilsin.
Sağı solu boyayarak devrimin düğününe elekle su taşıyan gençlere CHP birer eylem tulumu ve ayakkabısı (tercihan mekap) hediye etsin; çorbada onların da tuzu bulunsun; düğün yapılırken Kamber unutulmasın.
Kaldırım, tretuvar, cadde, meydan boyanarak bir yere kadar mesafe almak mümkün fakat bu gibi tuvaller, karşı devrimci faaliyetlerin işbirlikçi ve bozguncu silme işlemlerine açık olduğu için, Akepeli belediyeleri çaresiz bırakıp hasetten çatlatacak boyutta üç boyutlu eylem türleri için teçhizat tedarik edilsin: Helikopter temin edilsin, tarım ilaçlaması için kullanılan uçaklar kiralansın, icabında tek kişilik jet kemeri tedariklensin ki Boğaz Köprüsü fıstıkî yeşile, Merkez Bankası yavruağzına, şehir hatları vapurları siyaha, bulutlar floresan renklerine boyanabilsin.
Yol şerit çizgileri beyaz boyayla karmakarışık hale getirilsin; arabalar kaza yapsın, yollar geçilmez olsun, hükümet düşsün. Bütün uçak pistlerine uzaydan görünebilecek şekilde sloganlar yazılsın. THY uçaklarının üstüne mevsim sebze ve meyvelerinin resimleri pop-art stilinde nakşedilsin.
Resme eli yatkın direnişçi arkadaşlar bazı binaları öyle boyasınlar ki, binanın üzerine, arka plandaki objelerin resmi çizilerek yokmuş gibi kamuflajlıymış gibi görünsün. Mesela Akepe binaları, bağzı belediyeler, yandaş basın kuruluşları, karakollar. Çünkü çağımız görüntü üzerine yükselmektedir, görünmeyen şey, yoktur (Bkz. Nerede bu melekler göster bakayım şeklindeki tartışmalar)
Halkımızın, hâlâ bu hükümete oy vermeyi düşünen % 50’si işbirlikçi renklere boyanarak teşhir edilsin. Kim yurtsever, kim işbirlikçi ajan bilinsin. Saflar çok daha kesin şekilde ayrışsın; kız babaları boyalı adamlara kız, bakkallar ekmek, sakalar su vermesinler.
Eylemci gençler bilumum bankaları basıp bütün paraları boyasınlar; böylece piyasada para kıtlığı başlar, fiyatlar yükselir, ekonomik kriz çıkar veee hükümet düşer. Hükümet düşünce demokratik kuruluşlar tam gaz boya çözücü tiner vesaire gibi şeylerin üretimine geçsinler; devrim sonrası hükümet bütçesinin ilk gelir kalemleri oluşsun.
Sarıgül CHP’ye girmesin; artık farketmeyeceği için CHP Sarıgül’e iltihak etsin. İstanbul’a (artık semt adlarını öğrenmiş olduğu varsayımıyla) Kılıçdaroğlu belediye başkanı olsun. CHP’nin başına kurultay amigolarından bir basın mensubu getirilsin. Adalet Bakanlığı, Barolar Birliği’ne bağlansın.
Bunlar da kâr etmezse bütün demokratik direniş güçleri her akşam yatmadan önce binbir kere “Uhrûc ya Erdoğan” tesbihi çeksinler.
Boyayın devrimci güçler, iktidar fırçanın ucundadır!.