Tavuklar, yumurtadan nasıl kesilmişlerdi?

Sermayeye karşısınız; güzel! Sizin abileriniz, babalarınız, bir kısmınızın dedesi de karşıydı sermayeye. O zaman açık açık "Komünistim" demek suçtu, zordu ama kabul edelim, bazıları, kendilerini 141-142'den yargılayan mahkemenin huzurunda bile komünist olduklarını itiraf edecek derecede cesaret göstermişlerdir..

Sonra... Sonra mezun oldular, gittiler, iki sene önce ağız dolusu sövdükleri sermayeden iş istediler. Gariptir, sermaye çevreleri pek sevdiler bu devrimci, antifaşist, sermaye düşmanı kripto komünist gençleri. İş de verdiler, kızlarını da. Bugün "Komünistim" demek de serbest, sermayeye karşı olmak da. Ne güzel!

Lâkin bilseniz iyi olur; iki sene sonra gidip kapısını çalacağınız yer yine sermayedir ha! Memur maaşı kesmez devrimci takımını. İşçilik? O çoktan amele zümresinin harcı olmuştur ama üzülmeyiniz, büyük burjuvalarımızın holdingleri, yayın kuruluşları size yine "tercihan" iş verirler.

Biliyor musunuz çocuklar, tek parti devrinde sizin yaptığınızı yapmaya kalkışan gençlerin yeri doğrudan ya hapishane ya da iyi ihtimalle akıl hastanesiydi. Bir CHP milletvekiline yumurta atmak ha! "Şöyle yaparlardı, böyle yaparlardı" diye ahkâm kesmek abes; çünkü örneği yok böyle bir protestonun, örneği! Devlet büyüklerinin, hükümet erkânının bir dudağı yerde bir dudağı gökte karikatürlerini çizmek de "Hafazanallah" cinsinden bir eylemdi; basın yoluyla hükümetin (daha doğrusu devletin; çünkü anlatması biraz zor; o günlerde hükümet devletin kendisiydi; valiler, kaymakamlar bir zaman CHP il başkanlığı bile yapmışlardır) mânevi şahsiyetini tahkir ve tezyiften sürüm sürüm sürüm süründürülürlerdi!

İnanmıyorsunuz? Öyleyse Nâzım'ın başına gelenleri bir daha okuyunuz; sonra Kemal Tahir'in, Orhan Kemâl'in, Sabahattin Ali'nin başına gelenleri... Zavallı Kemal Tahir'i yıllarca hapislerde çürüten cürüm, askeri okulda iken dolabında bazı sosyalist yayın bulunması idi yahu.

Yasak yayın! Ne anlama geldiğini bilmezsiniz bile; dün vardı ama. Fikir suçu da vardı. Fikir ne kelime, Şapka Devrimi'ni izleyen günlerde halkın şapkaya karşı direncini kırmak için Ankara İstiklâl Mahkemesi, bir yıl içinde toplam 138 idam kararı vermişti; Şapka Devrimi'den bir sene önce konuyla ilgili fikri bir eser yayınlayan İskilipli Atıf Hoca ise, bir yıl sonra çıkan kanuna muhalefet suçundan asılmıştı. O günlerde tavuklar yumurtadan kesilmişti çocuklar; tavuklar yumurtadan kesilmişti ve gürke yatamaz olmuşlardı! Nitekim muhalif basının susturulmasına, toplantı ve gösteri haklarının engellenmesine, dernek kurmanın izne bağlanmasına, "Yandaş" kadrosunda bile bir başka siyasi partinin yaşamasına izin verilmediği halde koca Türkiye'de tek parti yılları boyunca tek bir yumurta bile atılmamıştır!

E, biraz yürek isterdi o günlerde böyle şeyler yapmak; o zaman, sizin gibi devrimci, demokrat ve cesur çocukları ânında arkalamaya başlayan bir muhalefet basını da yoktu. Sevimsiz bir ayrıntı ama biliniz; başka türlü zararlı fikirler besleyecek yerler de mevcut değildi; Halkevlerinden başka! 1931'de devlet büyüklerimizin hoşuna gitmediği için Türk Ocakları kapatılmış, 1935'te de Türk Kadınlar Birliği de lağvedilivermişti. Gerekçesi çok hoştur; çünkü CHP'nin kadınlara seçme-seçilme hakkı vermesiyle bu birliğin lüzumsuz hale geldiği söylenmişti.

O günlerde bazı kadınların ilgililere atmak için bakkallarda yumurta aradıkları ama, sadece ilâç kabilinden hastalara reçete ile verilebildiği için iki çürük yumurta olsun bulamadıkları söylenir.

Son paragrafı ben uydurdum fakat diğer söylediklerimin hepsi doğrudur, tarihi gerçeklerdir çocuklar. Elinizdeki yumurtanın kadrini biliniz vesselâm.


Kaynak (Arşiv)