Sınırlı sorumlu cinayet kooperatifi
Usul hukukuna göre adamı zanlı diye nitelemek lazım; zanlı, her ne kadar Danıştay binasında yüksek hakimlerin toplantı yaptığı salonu basıp, kendisini teşhis eden şahitlerin önünde kurşun yağdırarak, çıkış kapısında yakayı ele verse de, hukuken henüz zanlı.
"Zanlı" kavramının altını çizmem sebepsiz değil, aradan daha on gün geçmeden kanlı Danıştay baskını bir sis perdesinin altında iyice muğlaklaştı. Zanlı, ifadesinde, "ne çetesi yahu, ben türban kararını beğenmediğim için tek başıma hareket ettim" mealinde bir ısrar gösteriyor ama ilk duruşmada, polis tutanaklarının nasıl tekzib edileceğini kimse kestiremez; bu ülkede zaman kavramının "nisyan" boyutu daima önde gelir; hele bir de araya, kamuoyunu çok daha fazla meşgul eden hâdiseler girerse...
Kimsenin birbirini anlamak gibi bir derdi, ihtiyacı yok. Gazetelere bakıyorum; bir kısmı, "hani çete var demiştiniz, Sauna, Küre, Susurluk, Şemdinli benzeri yapılaşmalardan bahsetmiştiniz; işte bir numaralı azmettirici zanlı serbest bırakıldı, öyleyse faraziyeniz fos çıktı" diye gizlemeye pek itina gösterilmeyen bir sevinç hâleti sergilemekte. İlk günün ilk saatlerinde ilan ediverdikleri teşhisin doğru çıktığını düşündükleri için seviniyorlar, yani bu cinayet türban için işlendi tezinin sarsılmamış olmasından memnun gibiler.
Bir cürmün ardında hiç delil bırakılmaması vahimdir ama ortalığa gereğinden fazla delil saçılmış olması da aynı derecede vahimdir ve hadiseyi araştıranları bir kerre daha titizlenmeye sevk etmelidir. Hangi kaatil, mensubu bulunduğu örgütün, irtibat kurduğu kişilerin kartvizitlerini cebinde taşıyarak yakalanacağını bile bile cinayet işler? İlk andan itibaren belliydi ki, şüphe uyandırması gereken miktarda bol delil bırakılması, bir başka türlü, belki çok daha fazla zekice ve profesyonel bir sisleme, ipuçlarını görünmez hale getirme hesabıdır.
Vatanperverlik, Ulusalcılık, Laiklik, Dindarlık, Cumhuriyetçilik, Solculuk, Liberallik gibi kimlikler esasında bir sahici şahsiyet ve kimliği işaret etmekten çok, bu gibi ortamlarda karanlık işler çevirmeyi düşünenler için son derece kullanışlı birer sahne kostümü ve maske hizmeti görüyorlar. Kavramları lüzumundan fazla istismar etmenin neticesi, onların içini boşaltıp bir daha asla işe yaramaz hale getirmektir. Bu kirli senaryoyu kaleme alanların "casting", yani soyut tiplere birer isabetli somut aktör bulmak konusunda sıkıntı çektiklerini sanmıyorum; üstelik "çalışırken" pek eğlendiklerini tahmin ederim; hele hele "sınırlı sorumlu kaatil" tipi üzerinde çalışırken malzeme bolluğundan ötürü karar vermekte zorlandıkları bile söylenebilir.
Bu cinayet, genel çerçevesi itibariyle bizi birbirimize düşürmek, gerginlikleri çatışmaya, kırgınlıkları nefrete dönüştürmek, kaos ortamında zaten büzülüp ufalan anlamı görünmez hale getirmek için işlendi; ardında bir çete olsun veya olmasın kaatil onikiden vurdu. Kaatilin ardında karanlık suç ortaklıkları varsa, onları ortaya çıkaramadığımız için zaaf halindeyiz, kaatil bu işi kendi kararıyla yaptıysa, ülkenin huzur ve istikrarını bir kişinin keyfine terk ettiğimiz ve araya tampon mekanizmalar, fren ve debriyaj sistemleri yerleştiremediğimiz için kabahatliyiz. Zaafı derinleştiren, güvensizliktir. Bu gibi krizlerde "kaatil sizdendi; ne münasebet, üzerinde sizin tavsiye mektubunuz çıktı!" diye hesap yapılmaz; akıl onu gerektirir. Birbiriyle geçinmek zorunda olduğunu bilenlerin kriz yönetimi başka üslupta olur.
Mahallede yangın varken komşu kavgası yapılmaz; biraz dirayet!