Şekerci Hacı Bekir de kapatılmalıdır
Davacı: Kamu hukuku!
Şüpheli: Şekerci Hacı Bekir Efendi ve Mahdumları...
Suç: Kuşaklar boyunca sistematik olarak ve sınıf farkı gözetmeksizin, sağlığa zarar verdiği son Tikitak yönetimince tescillenen ve özünde glikoz, esans, nişasta, gıda boyası vs. muhteviyatlı şekerleme türleri üretip bunları muhtelif şubelerde alenen satışa çıkarmak, beynelmilel ve milli fuarlara katılmak ve hatta –afedersiniz- ‘Franchising’ denilen pazarlama usûlüyle yurtdışı bağlantılar kurarak milli hıfzısıhhaya taammüden suikasd eylemek için ticari terör örgütü kurmak.
Deliller: Vasıfları ekler kısmındaki fihristte gösterilen muhtelif boyda şeker kaynatma kazanları, onlarca ton şeker çuvalı, mamul ve yarı mamul halinde tonlarca lokum, akide, yaş ve kuru halde bâdem stokları (ki işbu bâdemler, stratejik ehemmiyetleri sebebiyle tahrip edilmeyip doğrudan hazineye devredilmelidir!), esans, vanilya, Hindistan cevizi hülâsası (Dikkat, dış kaynaklıdır!), tarçın vs. ile, ŞHBM’nin ticaret siciline kaydolduğu 1918 tarihinden beri düzenli olarak tutulup gizli depolarda sakladıkları muhasebe kayıtları, fatura ve irsaliye koçanları türünden örgütsel dokümanlar ve külliyetli miktarda ticari ambalaj malzemesi.
Soruşturma evrakının incelenmesi sonucunda: örgütün tâ 1777 yılında, mâsum bir esnaf dükkânı olarak faaliyete geçtiği, 1811’de bir Alman ajanı tarafından bulunan nişastayı un yerine kullanmak suretiyle pek çok gurmeyi perişan eden ‘lokum’ adlı ünlü şekerlemeyi icad ettiği, hele hele o günlerde Avrupa’daki bazı dış mihrak fabrikalarınca üretilip ülkemizde ‘kelle şekeri’ diye ünlenen rafine şekerle farklı renk ve lezzetlerde ‘akîde’ imâliyle Padişahımız efendimiz Mahmud-ı Sâni hazretlerinin gözüne girip, resmî nişanla ödüllendirilip sarayın şekercibaşılığına tayin edildiği (Bak bak bak!), savcılığımızca yapılan kısa bir Google araştırmasında kısa sürede tesbit edilmiştir. Yeri gelmişken Google ünvanlı kuruluşun, savcılığımız tahkikatlarındaki karşılıksız katkısından ötürü bir adet devlet üstün hizmet ve cesaret madalyasıyla ödüllendirilmesini de nâçizâne hatırlatmak isteriz.
Bu sebeple: Parayı veren herkese şekerleme, akide, lokum ve özellikle o nefis badem ezmesinden satmak suretiyle sinsi sinsi milli bünyeye sızan ve birkaç asırdan beri hiç renk vermeden ticari çalışmalarını sürdüren ŞHBM terör örgütünün, âli mahkemenizce derhal kapatılarak mal varlığına el konulmasını (Badem ezmelerini unutmayalım efendim; kurbanınız olayım aman onlar kalsın), örgütün yaşayan üyelerinin evrakta eksik bildirim, devlet sırrını bulup çıkarmak ve ardından saklamak suretiyle devletle dalga geçmek, II. Mahmud’dan nişan aldığı için irticâi faaliyet, Cumhuriyet döneminde de ticarete devam ettiği için Yüce Osmanlı değerlerine ihânet, özellikle badem ezmesi imâlâtı ile halkı alenen şiddet ve teröre davet etmek ve daha da mühimi sizlerin uygun görebileceği sair ithamlarla ticaret ve siyasetten men edilmelerini şiddet ve ısrarla arz ve talep eylerim efendim.
Beyefediye hâmiş: ŞHBM terör örgütü çökertildikten sonra bu iddianame, yüksek tensiplerinize şablon kabul edilerek, -afedersiniz- CHP’sidir, MHP’sidir, MB’sidir, İş Bankası’dır, paralel yapıdır, yok efendim dershanelerdir, şusudur, busudur bilumum milli varlığa düşman teşekküllerin kârını itmam etmek işten bile olmayacaktır kanaatindeyim.
Türkiye’de devletten sonra en eski kuruluş bunlar olduğu için, gerisini halletmek daha kolay olur!
Bir kilo âlâ çiftekavrum lâtilokum ve bir sürahi dolusu Demirhindi şerbeti refakatinde makam-ı âlilerine sunulan işbu iddianâmenin, Büyük Türkiye’ye gönül vermiş herkese faydalı olması ümidiyle lütfen ve âfiyetle kabul buyurunuz efendim.