O gemide ah ben de olsaydım...

"Kambersiz düğün olmaz"; binaenaleyh Suriye'nin düşürdüğü uçak krizi hakkında dosta düşmana parmak ısırtan cinsinden bir analiz yapmaklığım kaçınılmaz görünüyor.

Vatana fedâ olsun, yapayım ama askerlik sanatından anlamam pek, strateji ve jeopolitik ilimlerinde derinliğim de yoktur; dış politikadaki vukûfiyetim köy kahvesinde konu açıldığında susmayı bilecek seviyede olup silah teknolojileri konusundaki mütebahhirem, II. Dünya Savaşı sıralarında kullanılan M1 piyade tüfeği, 12.7'lik ağır makineli, 104 milimetrelik obüs bataryası, sürgülü hesap cetveli, minkale ve hemen yanıbaşımızdaki uçaksavar taburunun kullandığı 40 milimlik toptan ileriye gitmez. Anlayın artık, yıllardan beri "Çağdışı"yım ben. Bir ileri gözetleme subayı olarak başparmakla mesafe tahmininin o basit formülünü bile unuttum gitti...

Olsun, yine de bir tahlil yapmam gerekiyor, zira Kambersiz düğün olmaz; Kamber kim diyeceksiniz? Rivayet muhtelif; benim bildiğim Hz. Ali'nin kölesi. Bir ara yoğun meşguliyetinden ötürü Hz. Ali'nin nikâh kıymak için Kamber'i görevlendirdiği tezini ileri sürenler, atasözüne mantıklı bir izah getiriyorlarsa da palavra olma ihtimâli yüksektir; en mâkul ihtimâl, "Köyün delisi" şıkkıdır. Evet, köyün delisi en mânidar seçenek!

Analize girişmeden önce "Konu hakkında ön bilgi toplayayım; havaya gireyim!" diye düşünerek terhis olduktan sonra hayli zaman sakladığım harici askerî elbisemi aradım, bulamadım; bot, şapka, palaska ne varsa hanım evden uçurmuş çoktan. Ben de bu satırları, bana Polatlı'daki Topçu ve Füze Okulu günlerini hatırlatan ve halen çekmecemde sakladığım asteğmenlik rütbeme bakarak kaleme alıyorum; biliyorsunuz asteğmen rütbesi domino taşına ve kibrit kutularındaki kava benzeyen bir şekil taşır. Sair köşe yazarlarının düşen uçak krizi hakkında yorum döktürürken benim kadar olsun ciddi bir ön hazırlık yaptıklarını sanmıyorum; bu bakımdan söyleyeceklerimin onlarınkine nazaran daha ciddi olduğunu peşinen iddia edebilirim.

Tam analize başlarken birinci ve ikinci Körfez Savaşı arefesinde ekranlara seğirterek ellerine bir değnek alıp harita başında, "Amerikalılar şurdan girer, şaak diye burdan çıkarlar" şeklinde saf seyircilere "Briefing" veren emekli ordu mensuplarının, bilahire nasıl mahcup, hatta madara olduklarını hatırlayınca, işi daha ciddi tutmak gerektiğini anladım. Yeterince gözlem ve inceleme, hatta araştırma yapmadan meseleye dalıvermek olmazdı; o yüzden şöyle bir yaklaşım geliştirmeye karar verdim.

Yaklaşımım basit fakat dayanılmaz derecede câzip ayrıntılar barındırıyor: Şöyle ki; başta, "Vuralım, kıralım, tırsak davranmayalım" diye çığırtkanlık yapanlardan başlamak üzere bilir-bilmez yorumlarda bulunan köşe yazarı taifesini, makul gerekçeler öne sürerek bir inceleme gezisine katılmaya davet etsek. "İşte size müthiş bir fırsat; büyük fedakârlıklarla size tarihe şahitlik etme imkânı sunuyoruz; dönünce 'Oradaydım!' başlıklı köşe yazıları patlatmanız için tertiplenen bu özel geziye sınırlı sayıda gözlemci yazar kabul edileceğinden lütfen acele ediniz" yollu bir takdimle gaza getirilen yazar ve ünlüleri elden düşme bir çıkarma gemisine doldurarak yanlarına üç günlük kumanya vermek ve ardından Türkiye ile Suriye karasularının birleştiği mıntıkaya göndererek, "gözlem ve inceleme"lerde bulunmalarını sağlamaktır. Geminin motor, dümen ve hatta yelken aksâmının önceden sökülmesi, römorkörlerle çekilerek gözlem yerine bırakılması ve nihâyet konunun eğlence kısmından herkes hissemend olsun diye gizlice naklen yayın kameraları yerleştirilmesi fevkalade önemli bir ayrıntıdır. Bu esnada köşe yazarlarından mürekkep heyetin, yanlarında telefon ve internet bağlantısı kurabilecek her nevi iletişim cihazından arındırılmasının çok önemli olduğunu özellikle vurgulamak isterim.

Üç günlük kafa dinleme tatili, Türk kamuoyuna şifâlı bir ilâç tesiri yapacağından dönüş günü geldiğinde ilgili heyetin yeniden Türk karasularına ve aziz vatana dönüp dönmemeleri konusunda bir referandum tertiplenmesinin de yabana atılmaması gerektiğini düşünüyorum. Gerekirse bulundukları çıkarma gemisine havadan helikopterle ilave kumanya, içme suyu ve şemsiye atılarak bu yararlı gözlem ve inceleme gezisi uzatılabilir.

Bu geziye ben de katılmak isterdim ama, üzerinize afiyet iki gündür bir kırgınlık bir halsizlik...


Kaynak (Arşiv)