Ne çektin be Vasfiye yenge!

-Ne çektin sen be Vasfiye yenge, ne çektin...-Ben? Niye ayol?

-Ee, yengeciğim kolay mı, koca bir toplumun hayat sevincini, onuruyla ayakta durma arzusunu her kuşakta kökünden budayıp onlara karamsarlık aşılamak, enerjisini tüketmek kolay mı be Vasfiye yenge, çok çektin çook, yazııık...

-Aa üstüme iyilik sağlık, ben her şeyi bu millet, bu halk için yaptım ne yaptıysam...

-Ne yaptın be Vasfiye yenge, haydi anlat da öğrenelim bir yol...

-Nankörlük etme yavrum; ben olmasaydım bir kere camilerden ezan yerine kilise kulelerinden çan sesi duyacaktın; sizi kurtardım, kötü mü ettim?

-İyi ettin sağol ama nice yıllar bir serbest seçim bile yaptırmadın be Vasfiye Yenge...

-Serbest seçim yaptırsaydım da oğlan yeyip oyuna çoban yeyip koyuna mı gitseydi evlâdım. Dişi çıkmamış süt çocuğuna bulgur pilavı yedirilir mi? Cahildiniz ne yapayım çocuğum, görgüsüzdünüz. Sizi gıdım gıdım demokrasiye alıştırayım diye karnınızı doyurup sırtınızı giydirmek kolay mıydı sanıyorsun o yoklukta? Gözünüze dizinize durmasın e mi onca yaptığım fedâkârlıklar! Elâlemin kulu uşağı olsaydınız, böyle çemkiremezdiniz ama, bunlar bana lâyıktır çocuğum, sizin gibiler adam olsun diye nice milli eğitim hamlelerini boşuna yapmışım, onca halkevini boşuna açmışım demek ki, tüh, yazıklar olsun!

-Ben de onu söylüyorum be Vasfiye yenge, çok çektin çook!

-Çok çektim evet; sizi adam içine çıkarabilmek için ne çilelere katlandım. O kadar demiryolu, fabrikalar, barajlar... Siz n’aaptınız buna karşılık, ilk seçimde gidip bayırın köylüleri ağzıyla konuşan muhalif takımını iktidara getirdiniz, yazııık!

-Ben de onu söylüyorum Vasfiye yenge; baktın olmuyor, bu defa darbeler serisini başlattın, yakıştı mı sana; bir türlü güvenemedin be bize yenge?

-O darbelerin hepsi de sizin iyiliğiniz içindi çocuğum, keyfimden mi yaptım o şeyleri. Siz naaptınız ama; bir kere bile Vasfiye yengenizin hatırını sayıp oy mu verdiniz, nice yıldır her seçimde azap çektim, öldüm öldüm dirildim. Siz de karşılık olarak nerede çarıklı, heybeli, yontulmamış, sarnıç göbekli herifler varsa onları desteklediniz. Ben sizi asrî olasınız diye nice emek verdim, siz gidip çöldeki baldırıçıplak Araplara özendiniz. Üstelik ne kadar şerefli, izzetli, kibar, okumuş-yazmış adam varsa toplayıp hapislere attınız!

-Hep sevdiğin için değil mi Vasfiye yenge?

-Sevmem mi çocuğum, sevdim ama yanlışınızı görünce terbiyenizi vermemezlik de etmedim.

-Keşke daha az sevip daha çok adam yerine koysaydınız bizleri be Vasfiye yenge; keşke hepimizi marangoz tornasından çıkmış bir örnek keser sapları gibi birbirimize benzemeye zorlamasaydın, keşke kulağımızı koparırcasına sıkarak neye nasıl niçin inanmamız gerektiğini öğretmeye kalkışmasaydın. Keşke Türklüğü yücelteceğim diye diğer unsurlara üvey evlat muamelesi yapmasaydın. Şimdi bak, gönlünü incittiğin Kürtlerle aramızı yeniden düzeltmek için nice zamandır uğraşıp duruyoruz; ona da burnunu kıvırıyorsun be Vasfiye yenge. Düş artık yakamızdan, birazcık güven bize, yoruldun, helâk oldun. Ne çektin hakikaten sen be Vasfiye yenge!

-Nankörsünüz be çocuğum nankör; ne yapsam yaranamadım size ben, yazıklar olsun!

Not: Yazıda geçen “Vasfiye yenge” yerine “Statüko” kelimesini koymanız doktor tavsiyesidir.


Kaynak (Arşiv)