Musarunileyh'e mektup
Selam kelamdan oncedir; evvela selam ederim. Beni tanimazsiniz fakat biz sizi iyi taniyoruz. Yasitlarimin son otuz yili, uzak veya yakin mesafeden sizi izlemekle gecti; bir insani tanimak icin otuz yilin yeterli bir sure olup olmadigi tartisilabilir; hele sizin hakkinizda otuz yil once verdigi ilk hukmun bugun bile tazeligini korudugu zehabina kapilan biri icin bu zaman, ilk pesin hukmun kemiklesmesinden baska bir ise yaramamis da olabilir; kisacasi bu mektubun sadece yazarini ilzam eden, sahsi ve enfusi degerlendirmelerden ibarettir.
Otuz yil sizi hic degistirmedi; ben bu cumleden "takdir" manasi cikarilmamasi gerektigini dusunuyorum. Zihninizdeki "siyaset" kurgusu sizin nokta-i nazarinizdan "istikrar"a timsal gosterilebilir; ben aksini dusunuyorum: "Kireclenme", istikrardan hayli farklidir.
Sizde saglikli isleyen bir otokritik cihazinin varligindan hep suphelenmistim; simdi eminim: Siz butun dikkatinizi, yillardan beri degistirmediginiz siyaset modelinin "randiman"ina teksif ettiniz. Bu nefis emniyeti her liderde bulunmasi gereken bir vasiftir; ama hic degilse on senede bir periyodik bakim ve onarimdan gecirilirse sihhatli neticelere muncer olur. Siz, temsil ettiginiz aksiyonun siz olmadan veya sizden sonra isleyebilecegine hic ihtimal vermediniz; otuz sene once her sey sizle kaimdi, simdi yine ayni yerdesiniz.
Sizi giyabinizda hep ufuksuzluk ve cerasetsizlikle itham ettim; buhtan ettimse veyl halime, lakin siz her tereddudumde bu hukmu dogrulayarak beni ibra ettiniz, keske buhtan etmis olsaydim!
Temsil ettiginiz aksiyonu daima benzerlerinden tecrid etmek insiyakinda bulundunuz; sarf ettiginiz "toparlayici ve butunu temsil edici" sifat ve kavramlara mukabil bu husustaki titizliginiz hep tenakuz olarak kaldi; aslinda bizzat sizden baskasinin bu ise ehil olabilecegine asla inanmadiniz. Daima yuzde yuz kontrol edebileceginiz bir nuveden hareketi tercih ettiniz; siyasetteki basarilariniz, bu nuveyi yine yuzde yuz kontrol edebileceginiz daha kalabalik kemmiyetlere ulastirmaktan ibaret kaldi. Sizinle ayni istikamette yurudugunu bildiginiz ama hakkinizda suphe izhar eden kisi ve zumreleri kucaklamaktan ustaca imtina ettiniz. Ikbal gunlerinde onlari zimni veya acik ifadelerle itham ederken, idbar zamanlarinda onlarin (telaffuz ettiginiz ortak kelimelerden oturu) sizi mudafaa etmege mecbur kalabileceklerini dusunmediniz. Bence bu durumu fark etmenize ragmen siyaseten bir avantaj kabul ediyordunuz.
Siyasi hayatta cok ihtiyatla kullanmak gereken kavram ve kelimeleri harcialem bir eda ile o kadar sik tekrarladiniz ki, nesillerin ugruna can verdigi degerler siyasetin zemininde supruntu derekesine dustu. Niyetinizin halis oldugu hususunda husn-u zan gostersek bile icraatiniz ve tarziniz simdiye kadar uc kere yanildiginizi acikca gosterdi; simdi dorduncu kere yine sadece size dogru gorunen bir seyi, yani eski yanlislarinizi tekrar yolundasiniz. Temsil ettiginiz aksiyonun sizi asmasina asla musaade etmemek iradesini acikca belli ettiniz.
Taraftarlarinizin bu otuz senenin icmalinde benim gibi dusunmedigi asikar; onlar size aslinda tasiyamayacaginiz misyonlar ve gucler vehmediyorlar ve siz onlarin kanaatlerini duzeltmeyi aklinizdan bile gecirmiyorsunuz; "Alan razi, satan razi" deyip gecmek var; lakin benim gibi dusunen ve ugradiginiz muameleden oturu aslinda kendine hic hisse cikarmamasi gerektigi halde, izzetinefsi orselenen insanlarin inandigi ve gonul verdigi kelimelerle oynayip durmaniz, bizleri de ilgilendiriyor; bize de ait olan kelime ve kavramlarla siyaset yapmaktaki inadiniz, hic dahlimiz olmadigi halde bizi de ilzam ediyor.
Dorduncu denemenizden onceki gunlerde, "belki eski hatalarini tekrarlamaz, siyaset tarzini degistirir; kapsayici, birlestirici ve baskalarini dislayip tecrid etmeyen bir misyonu samimiyetle savunursa, omrunun sonbaharinda, eskiyle kiyas edilmez sekilde meyvedar olur; buyuk sevaba erer" beklentisiyle umitlendik; ama siz otuz senelik aliskanliklarinizi degistirmediniz; yazik ettiniz.
Bundan tam bir sene once talih, size bu memleketin yirminci asirda yetistirdigi buyuk sahsiyetler levhasina yazilma sansini getirip kucaginiza birakti; "bir ruzgardir gelir gecer" sandiniz; ama o kasirga sizi ve size gonul baglayanlari dilhun etti; goruyorum ki hala farkinda degilsiniz. Otuz seneden beri bu memleketin potansiyelini bosa harciyorsunuz; koca degirmen taslarini cevirebilecek bir birikimi sadece ruzgar gulune sarf etmek reva midir?
Soz cok; ama girtlak dokuz bogum; simden geru kalin saglicakla!