Muhbirlik gibi olmasın da...
Pek aziz ve muhterem devlet başkanları; saygıdeğer delegasyon mensupları.
2\. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nin şu ikinci gününde sözlerime başlamadan önce hepinizi en samimi duygularla selamlıyorum. Afrika, Türkiye için her zaman dostlarının ve kardeşlerinin toprağı olmuştur. İnsanlığın ortak birikimine de eşsiz katkılar sağlamış olan Türkiye, Afrika kıtasına her zaman hürmet nazarıyla bakmıştır. Nitekim bu katkılardan biri de Kolomb’dan tam 304 sene önce 1178 yılında bazı Müslüman denizcilerin Amerika kıtasına ulaşarak insanlık tarihinde açtığı büyük çığırdır. Zaten Kolomb da hatıralarında, Küba kıyılarında bir dağın tepesinde bir caminin varlığından bahsediyor. Şimdi yeri değil diye düşünebilirsiniz ama güzel ülkemde bazı köşe yazarları, karikatüristler yazıp çizmeye başladılar. Neden? Bir Müslüman’ın bunu yapacağına inanmıyorlar. Açık ve net ifade ediyorum Amerika’nın Müslümanlar tarafından keşfedildiğini kalb ile imân, dil ile tasdîk etmeyenler fâsıktır. Şimdi en kısa zamanda bu caminin yerini tesbit edip restore ettirecek, olmazsa yeniden yapacağız; bu projeye sponsorluk yapacak çok sayıda milli ve uluslararası şirket sırada beklemektedir. Mimari olarak da Osmanlı-Selçuklu-Fâtımî- Mağrıbî ve Endülüs medeniyyetlerinin güzel bir aşûre halinde imtizâc edeceği bir tarz üzerinde maiyyetimdeki mimarlara emir verdim, çalışıyorlar.
Afrika’nın saygıdeğer liderleri; şimdi nereden icab etti; hiç insan kendi ülkesinin eğitim kuruluşlarını başkalarına muhbirlik eder mi diye düşünmeyiniz lütfen; sizleri hazır bir arada bulmuşken sadece Afrika kıtasını değil bütün dünya ülkelerini tehdid eden muazzam bir tehlikeye karşı siz dost ülkeleri en samimi bir şekilde ikazı kendime görev sayıyorum. Aman ha aman, tehlike çok büyüktür ve Ebola, kuş gribi filan yanında nezle kadar ehemmiyetsiz kalır.
Bakınız bazı Afrika ülkeleriyle Türkiye arasına, sivil toplum örgütü ya da eğitim gönüllüsü maskesiyle çeşitli tehlikeli yapılanmaların nüfuz etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Biliyorsunuz, bunlar hayır kuruluşu, eğitimci, tıbbî hizmet filan-falan gibi şeylerle sinsîce Afrika’ya sızıyorlar. Bunu dikkatle izliyoruz ve gönül ister ki siz de izleyin; bunlara su bile vermeyin. Bunlar sizin ülkelerinizde gizli yapılanma içine giriyorlar ve ajanlık faaliyetlerinde bulunuyorlar. Bizim havuz medyasının yayınlarıyla artık daha da somutlaşan bu örgütlere karşı devlet ve hükümet başkanı dostlarımızın daha hassas olacaklarını umuyoruz. Bizden size dost tavsiyesi arkadaşlar. Bunların yatacak yeri yok; insanlık düşmanı, bilim düşmanı, az önce de belirttiğim gibi tarihi gerçeklerin düşmanı kuruluşlar. Şahsen biz bunlara ne istedilerse vermiş, yoruldukları yere han yapmıştık. Bir nevi koynumuzda beslediğimiz yılandır bunlar. Ve öğreniyoruz ki bunlar Afrika ülkelerinde de casusluk ve ajanlık yaparak sırlarınızı çalıp beynelmilel odaklara uygun bir ücret karşılığında satıyorlar. Afrika topraklarında dün sömürgeci, kolonyal ülkeler sizlere ne melânet yaptıysa bin mislini bunlar yapıyor şimdi. Gözünüzü seveyim müteyakkız olunuz, bunlar güleryüzlü, eli yüzü temiz, harama tenezzül etmeyen düzgün insanlar olarak görünür, kalpgâhınıza yerleşirler; sakın ha aldanmayın, güvenmeyin. Biz biraz güvendik, kamyondan düşmüş karpuza çevirdiler resmen. Mesela geçenlerde arkadaşlar müthiş bir komployu açığa çıkardılar; burada güyâ eğitim faaliyeti yapan bir öğretmenin notları arasında ele geçirilen bir belgeyi buradan size açıklarsam, herhalde uyanırsınız. İşte açıklıyorum: 30x50 ebadında Afrika’nın bir coğrafî haritası! Düşünebiliyor musunuz aziz liderler, bunlar böyle terbiyesiz insanlar yani...
Yeri gelmişken faaliyet gösterdikleri her ülkede ciddi tehdit teşkil eden bu örgüt veya örgütlere karşı her türlü bilgi paylaşımına ve ortak mücadeleye hazır olduğumuzu da burada özellikle vurgulamak isterim. Paraysa para, askerse asker; yeter ki bu herifleri kovun ülkenizden!