Mezitli faciası örtbas edilemez!

Geçtiğimiz hafta sonu itibariyle Mersin’in Mezitli ilçesinde vukûbulan bir Vandalizm hâdisesi, Türkiye’nin gerçek gündemine avdet ettiğini göstermesi bakımından sevindirici velâkin san’at ve husûsen çağdaş insanlık nâmına alabildiğine müessiftir.

O kadar müessiftir ki, başta Başbakan olmak üzere bütün kabine istifa etse yeridir. Şu ana kadar bu elemnâk hadiseyi ekselansları frau Merkel’in, AB’nin, ABD dışişleri sözcülerinin ve Tabibler Odası’nın henüz kınamamış ve ülke notumuzu kırmamış olması bir mucizedir ama eli kulağındadır. Beynelmilel bir sanatçısına, adam gibi bir kulis odası tahsis etmeyi beceremeyen milletlerin, bu gibi incelikleri öğrenene kadar tek ayak üstünde bekletilmesi, kredi notunun düşürülmesi ve parmak uçlarına cedvelin keskin tarafıyla “Al sana, al sana” denilerek vurulması pek tabiidir.

Tek tesellimiz, sözlü müsâdeme ve itiş-kakış esnasında kimsenin ses tellerine bir ziyanlık gelmemiş olmasıdır; ne var ki hadise korkunçtur. Eğer bu müessif şey tek parti devrinin mes’ud günlerinden birinde cereyan etmiş olsa idi, irticâı caydırmak ve yuvalarından dışarı uğramış mürtecî unsurları hâk ile yeksân etmek için Mezitli’nin etrafı topçu bataryaları ile muhasara edilir ve “tekmil batarya ateş” emrinden sonra, “Mermi tasarrufunda bulunmaya kalkışan irticâa meyl-i mahsûs ile İstiklâl Mahkemesi’nde idam olunacaktır” denilirdi. Mübalağa ediyorsam nâmerdim, yakın tarihte yeri vardır.

Meselenin dış mihraklar tarafından ülkemizi karıştırmak için tertiplendiği yolunda kuvvetli emâreler de görünmüyor değildir ha!; netekim beynelmilel sanatçımız sıcağı sıcağına verdiği ifâdede, “Bana ayırdıkları oda ağzına kadar eşyayla, giysiyle dolu. Meğer odamı İspanyollara vermişler. O eşyaları çıkarmalarını söyledim çünkü çaresizdim. Bu arada gelen İspanyollar, durumu bilmedikleri için tatsız davranışlarda bulunmaya kalktılar, bizim arkadaşlar bunu engelledi” diyerek Flamenko musiki icrasıyla geçinen bir takım Gypsy unsurların kendini bilmez davranışlarına imâda bulunuyor. İçişleri bakanlığının olayı bu istikamette tahkik ederken hariciyemizin İspanya elçisini makama çağırarak sıkıştırmasını bekliyoruz. Konunun BM Güvenlik Konseyi’nde ivedilikle ele alınması da şarttır. Nitekim sanatçımız, daha hadisenin üzerinden birkaç dakika bile geçmeden sahneye çıkıp az önce kuliste ölüm tehlikesi atlattığını ilan ederek yuh çeken sanatsever hâlkımıza katılmış ve “ben de sizler gibi yuuh çekiyorum” diyerek konunun altını çizmiştir.

Ülkede gündemin bir anda değişmesine yolaçan bu hadisenin, CHP’li bir belediye mıntıkasında, üstelik mübârek Pompeipolis antik kentinde vukûbulması, hüzn-i umûmiye yol açmıştır. Sanatçı bu durumu, “Yuhalama üstüne de belediye başkanının şoförü ve diğerleri bana saldırıda bulunmak istemişler. Ben fark etmedim. Emniyet müdürü falan üstüne atlamışlar, mani olmuşlar. CHP’li belediye bana saldırıyor, düşünebiliyor musunuz? Aslında orada 50 bin kişi onları boğardı ama ben yatıştırdım. Böyle tatsız tuzsuz bir şey oldu” şeklinde nitelemiş ve belki inanmayacaksınız ama, “Bana kalırsa CHP MYK’sının bu olaya el koyması ve buna bir parti soruşturması açmaları lazım” tesbitinde bulunmuştur!

İyi haber alan bir takım şer odakları, Mezitli provokasyonunun sırf Başbakan’ın yurtdışı mitinglerini gölgelemek için çıkarıldığını ileri sürüyorlar ki, bence kuvvetle muhtemeldir. Şahsen bendeniz şu hadiseyi işittiğimden beri âsâbımı teskin edememekte ve dikkatimi yeniden Taksim protestolarına yoğunlaştırmakta büyük müşkilat çekmekteyim. Dışardan bakanlar güldüğümü sanıyorlar; içim kan ağlıyor benim yahu!


Kaynak (Arşiv)