Köy yanar, kim taranır?

Sizlere bu satırları, hani bir arkadaşın gözlerini devire devire, “İnlerine gireceğiz inlerine” diye ima ettiği yerden yazıyorum.

Kültür Servisi Yayın Editörü Ali Çolak’ın koltuğunda oturuyorum ve haberi olmaksızın bilgisayarına geçici olarak el koymuş durumundayım. Az önce şahit olduğum ve muhtemelen sizlerin de ekranlardan seyrettiğiniz sahneler göz önüne alındığında burası olsa olsa, kasdedilen ‘in’in ta kendisidir. Bu gün böyle bir yerde bulunmaktan ve basın tarihimizin mühim bir safhasına şahitlik etmekten ötürü onur duyduğumu ayrıca belirtmek istiyorum.

Az önce Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı TEM, yani terörle mücadele ekibi tarafından gözaltına alındı. Bu, Yeni Türkiye’nin standartlarına göre sıradan bir haberdir. Dumanlı’nın sadece gazetecilikle ilgili bir ithamdan ötürü gözaltına alınması da Yeni Türkiye geleneklerine uygundur. Bundan ötürü sair basın çalışanlarının, “Biz de bu mevkie nail olacak mıyız?” diye haset etmesi ayıptır. Bir kısmı itibariyle güzide ve fakat diğer bir kısmı itibariyle hunhar basınımızın her müdürü, her çalışanı bu şerefe eninde sonuna erişecektir. Şimdilik kadro darlığı sebebiyle bu mazhariyete sadece paralel örgütün basın şubesi çalışanları nail oluyorsa da, hafta sonunda apar topar çıkarılan yeni milli güvenlik konseptine göre yeni kadrolar açılması kuvvetle muhtemel görünüyor.

Bu ‘neşeli’ haberi, sabahın ilk saatlerinden itibaren arka planda belirgin kastanyet şıkırtısı ve dümbelek ritimleri eşliğinde duyurmak inceliğini gösteren bilumum havuz ashabına yönelik olarak, buradan dalga dalga yükselen şükran duygularına tercüman olmak isterim. An itibariyle daha evvel terbiyem gereği “Köy yanar deli taranır” şeklinde tornistan buyurduğum atasözünün noktalarını yerine koyma zamanı da gelmiştir. Bu sözün aslı ‘Köy yanar kahpe taranır’ şeklinde olup, ‘Ne yani, bize şimdi şey mi diyor bu adam?’ tarzında alınganlık göstermesi muhtemel arkadaşların tam da burada hayal güçlerini coşkun rüzgarlarla doldurmak için birer enerji drinki almaları tavsiye olunur.

Terörle mücadele ekiplerinin şanlı Zaman muhasarasına giriştikleri saatlerde, PKK diye anılan sevgi, şefkat, rikkat, hayırseverlik ve barış örgütüyle bir kısım devlet uzuvları arasında, ‘Efendi ol, canımı ye; özerklik ne kelime, yeter ki kamu düzenini şaapmayın!’ ekseninde yürütülen müzakereler esnasında, necip ve rakik milletimizin üzülmesini engellemek için Zaman Gazetesinin bir terör odağı olarak lanse edilmesi fevkalade isabetli bir düşüncedir. Nitekim yarından itibaren Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca gibi iki ünlü terör liderinin gözaltına alınmasıyla kamu düzeni ihlallerinde büyük bir gerileme yaşanacağı muhakkaktır. Operasyon başarılıdır ve çok etkili olmuştur. Aziz milletimiz böylece olağan şüpheli kanunu diye bilinen düzenleme ile başına ne tür bir çorap örüldüğünün farkına varmayacağı gibi, barış sürecinde birkısım ‘özsavunma güçleri’ne devlet bütçesinden nasıl ve ne kadar kaynak aktarılacağı gibi lüzumsuz ayrıntılarla da ilgilenmeyecektir. Bunca nimetin kadrini bilmeyene ne denilse azdır.

İnden bildiriyorum -ve rica ederim tamamen aramızda kalsın- morallar gayet iyidir. Ekrem Dumanlı’yı askere gider gibi uğurlayan gazete çalışanları daha şimdiden dönüş şenliklerine hazırlanıyorlar gibi geliyor.

Yine de siz benden duyduğunuzu kimseye söylemeyiniz.


Kaynak (Arşiv)