Kim inanır; Kemâl İnanır!

Bugünlerde içinde CHP geçen şeyler yazmamaya özellikle dikkat ediyorum ama Sayın Kılıçdaroğlu'nun, "Genişletilmiş il başkanları toplantısı"nda yaptığı konuşmayı okuyunca heyecanlandım.

Eminim ki hükümet çevrelerinde de bu konuşma benzer hislenişlere medâr olmuş, "Biz bunu daha evel niçin akledemedikdi kuzum?" şeklinde histerik infiallere yol açmıştır.

Parmak basılan mesele son derece canlı; bedelli askerlik. Hükümetin Savunma Bakanı sayın Vecdi Gönül, yıllardan beri bedelli konusundaki tavrını bir Buda heykeli gibi sâmit ve sâkin bir yüz ifadesiyle geçiştirip dururken, aslında Genelkurmay'ın derin "I-ıh"ını ifade ediyordu (Sahi aklıma geldi; seçime üç ay kala niçin Milli Savunma bakanları görevinden çekilmiyor; onun, İçişleri, Ulaştırma ve Adalet bakanlığından nesi eksiktir yani?). CHP, onca patırtı arasında aklıselimini korumuş olmalı ki durup durup turnayı gözünden vurdu. Bir defalığına mahsus bedelli askerlik cepte kekliktir gençler (daha doğrusu orta yaş kuşağındaki gençler demeliyim!) Vâkıa, bedel ödemeye gücü yetmeyen gençlerin uğradığı haksızlığı telafi etmeyi düşünmedikleri anlaşılıyor fakat CHP'dir bu, yapar mı yapar; bir bakmışsınız kendi çıkardığı kanunu AYM'ye şikâyet edivermiş. Kekâ!

Efendim, bedelli askerliğin CHP tarafından "bir kereliğine" bile olsa sahiplenilmesi kimyamı bozdu; kim bilir "Aklımız nerdeydi?" diye başını duvarlara vurup durduğunu tahmin ettiğim hükümet çevrelerinde durum nasıldır; bu kimya bozukluğu ile cepte keklik görünen seçimi kaybederler mi dersiniz?

Bir "vecettü" sevinciyle seçim kampanyasının motoru olarak ikame edilen askerlik meselesi, CHP'nin yeni açılımlarına da sahne oluyor ama müsaadenizle önce şu "vecettü sevinci"ni açıklığa kavuşturmamız gerekiyor.

Yıllar önce Arapların ekseriyette olduğu bir ziyafet sofrasında ortaya koca bir sahanla etli pilav geliyor. Misafir olarak sofrada yerini alan bizim eleman, ne kadar kaşık sallasa da bir türlü etli bir lokmaya erişemezken, sofradakiler, "Vecettü" (Yani 'buldum!') haykırışıyla pilav sahanının ortalarından etli lokmaları yakalıp cennetlik gövdeye indiriyorlar. Pilavın sonlarına doğru azimle et arayışlarına devam eden bizimki sonunda kaşığına bir et parçası denk düşürüp zevkle basıyor çığlığı: "Bir vecettü de ben buldum!"

Bulunan vecettü lokması şöyle: "Çocuğunuz üniversitede okurken yaz tatillerinde gidecek askerliğini yapacak, mezun olunca askerliği de bitmiş olacak, askerlik sorunu olmayacak. Arzu eden gençlere askerliği 18 yaşından başlatacağız, bir an önce askerliğini yapsın gelsin. Ve orduyu terörle mücadelenin dışına çıkartacağız, ordu kışlasında onurlu görev yapacak."

"Ordu kışlasında onurlu görev yapacak" tespitine bayıldım; bilmiyorum askerler ne düşünüyordur. Benim anladığım şudur: Artık bölücü eşkıya peşinde dağlarda operasyon yapmaya paydos! Böylece asker dağda terörist kovalamayacaktır ve kışlasında oturup yanaşık düzenle meşgul olacağı için siyasete de karışamayacaktır. Tam isabet...

Anladık seçim kampanyası, anladık seçimi kaybedecek olmanın rahatlığı ile böyle şirin vaadleri daha çok duyacağız, fakat anlamadığım şudur; CHP'li seçmen, bu ekibin seçimi kazanacak olsa Türkiye'yi yöneteceğine gerçekten inanıyor mudur? Bekleyip göreceğiz.

Bu arada hükümetin elini görmek isteriz: CHP "bedelli" konusunun pimini çekip, bombayı hükümetin avucuna sıkıştırdı ve kenara çekilip, nasıl olsa seçimi kaybedecek olmanın rahatlığı ile zor soruyu bilen zeki öğrenciler gibi etraftan aferin bekliyor. Bakarsınız hükümet kurmayları da, "bir vecettü de biz bulduk" diyerek, mecburi askerliği hepten kaldırmayı vaaderler. Şenlik olur, eğleniriz.


Kaynak (Arşiv)