İyimserliğin ilk taksidi

İşte bu iyimser olmak için yeterli bir sebeptir; Abdullah Gül'ün 58. hükümeti kurmakla görevlendirilmesini heyecanla karşılamak için önemli gerekçelerimiz var: Evvelâ Abdullah Gül, bugüne kadar görev yapan başbakanlar içinde toplumsal menşei, hayat görüşü, eğitimi, siyasi tecrübesi, donanımı, uzmanlık alanları ve şahsiyeti ile en geniş biçimde hüsn"ü kabulle karşılanacak meziyetlere sahip intibaını veriyor.

Bu arada Tayyip Erdoğan'ı ve AK Parti üst yönetimini içlerinde en güçlü başbakan adayını öne çıkarabilme basiretini gösterebildikleri için ayrıca kutlamak lazımdır; pekâlâ Tayyip Erdoğan'ın önümüzdeki yıl içinde geliştirilebilecek bir ara formülle başbakanlığa taşınması ihtimalini göz önüne alarak bir emanetçi karaktere yatırım yapabilirlerdi. Kalıcı ve güçlü icraat için Abdullah Gül ismi, AKP yönetiminin inandırıcı bir başlangıç yapmak isteğini işaret ediyor.

Yargı organlarının ilginç içtihatları neticesinde aynı derece ilginç bir siyasi yapı ile karşı karşıya geldik; genel başkanla başbakanın ayrı isimlerden oluştuğu bu yapı, tek parti döneminin "güçlü ve değişmez reis" yanında, "iktidarın teknik işleyişinden sorumlu başbakan modeli"ni hatırlatıyor. Bu ikili liderlik modelinin sonraki günlerde AKP içinde huzursuzluk çıkaracağı en basit ihtimal olarak akla gelmekle birlikte liderlikle başbakanlığın fiilen ayrılmış olmasında şimdiden kestirilemeyecek idari hayırlar ummak da mümkündür. İkinci ihtimâlin galebe etmesini şahsen temennî ederim.

Abdullah Gül genç bir başbakan; mâzisinde bugün kendisini sıkıntıya sokabilecek mâlum bir sâbıkası yok. Ekonomi yönetimi ve özellikle diplomatik ilişkilerde genç yaşına rağmen hayli tecrübeli olduğunu biliyoruz. Kaldı ki, mensup olduğu partinin kurmay kadrosu içinde ona siyasi işlerde ve hükümet icraatında doğrudan veya meşveret usûlü ile destek olabilecek isimler de var. Özellikle ikili liderlik modelinin, hatâların işlenmesinden önce etkili bir denetim mekanizması tarzında işlemesi genç başbakanın lehine işleyecektir ümidini besleyebiliriz.

Meseleye şöyle bakmak da mümkün; eğer Abdullah Gül sol tandansla siyasete atılmış ve bu noktaya gelebilmiş bir isim olsaydı başbakanlığa atanmasının yarattığı iyimserlik, arkasında müthiş bir medya desteği bulurdu. Nobranlık sayılmamalı; CHP kadroları içinde Abdullah Gül'ün müteradifi yok, Parlamento dışında kalmış sol partilerde de buna benzer bir beşeri zenginlik göremiyoruz. Türk solunun siyasi temsilde % 30'ları bir türlü aşamayışında, kalbur üstünde kalan beşeri kadronun yetersizliği de hayli etkili değil midir?

Kabineyi henüz görmedik fakat başbakan seçimindeki hassasiyet, aynı titizliğin kabine teşkilinde de gösterileceğini vaad ediyor. Geçen hafta "iyimserlik taksitle" diye bağlamıştık sözü; ilk taksidi tediye etmenin zamanı geldi; artık yamalı bohçaları andıran koalisyonlar yok; Türk siyasi hayatını ciddi surette tehdid eden liderlik kompleksleri en azından birkaç yıl boyunca su üstüne çıkmayacak. CHP bile tek başına muhalefette olmanın verdiği bir temkin ve ağırbaşlılıkla hareket etmeye itina ediyor. İlk elde Abdullah Gül yönetimindeki hükümeti peşinen akamete uğratacak ciddi bir faktör görünmüyor. Keşke bütçe imkânlarımız ve mâli dengelerimiz daha çok "yönetilebilir" nitelikler arz edebilseydi; yine de topluma, yabancı ülkelere, uluslararası kuruluşlara ve piyasalara yansıyan iyimserliğin bütçe yönetiminde yeni hükümete azımsanmaması gereken avantajlar verdiği söylenebilir.

Geriye sadece bir tane kötü ihtimâl kalıyor; o da güçlü iktidarın bozucu özelliğidir. Sayın Gül'ün iktidar mağrurluğuna mağlub düşmemek için gerekli mânevi altyapıya ve şahsiyete sahip olduğunu kuvvetle tahmin ederim. Bu hükümetten belki de haksızlık denilecek ölçüde çok şey bekliyoruz; onlardan Fırat kıyısında kaybolan koyunun sorumluluğunu hissedecek kertede âdil ve mes'ul, her nevi kayırmacılığa, partizanlığa, yolsuzluk ve usulsüzlüğe mâni olacak derecede metîn ve Türkiye'yi hâl"i hâzırdaki eziklik hâletinden kurtaracak ölçüde yapıcı ve onarıcı bir mesai ümid ediyoruz.

Bu hükümet, Türk toplumunun el'an gördüğü en hayırhah rüyâ ve en güzel dua mesâbesindedir. İnşallah bu rüya hakikate, dua ise hayra bais olacaktır. Yeni hükümeti tebrik ederiz.

Haydi, vira Bismillah!...


Kaynak (Arşiv)