İstanbul için siz de bir madde kaleme alabilirsiniz

Demokrasinin en hoş tarafı, sıradanlığından kesinkes emin çok alçakgönüllü birine bile, "memleketi ben de yönetebilirim" duygusunu hissettirmesidir; demokrasilerde yönetme şans ve zevkini elbette herkes kullanamıyor ama olsun; o da bir murattır heveslisi için.Herkesin eşit ağırlıkta oya sahip olduğu genel seçim usûlünün icadından sonra kalabalıklara "ben de yapabilirim" kanaatini kazandıran ikinci buluş internet oldu. Eğer meraklısı iseniz, şöyle-böyle 100 YTL'lik bir masrafla kendi web sitenizi kurabilir, gazete, dergi, blog yayınlayabilir, değerli fikir ve görüşlerinizden isteyen herkesin haberdar olmasını sağlayabilirsiniz; üstelik değil pasaport, vizeyle bile geçerken soğuk terler döktüğümüz o berbat sınırları bir hamlede yıkmak zevki de cabadan. Faroe adalarından Yeni Zelanda'ya kadar bütün okuyucularınız, sizden sadece bir "tık" uzakta duruyorlar.

Yüce internet cemaatinin kısm-ı küllisi, sabahtan akşama incir çekirdeği doldurmaz dekikodularla çet yapıp, hiç tanımadıkları kişilere kimsenin okumadığı uzuun mektuplar gönderip dururken, dünyanın çehresini değiştiren bu ağ yardımıyla pekâlâ son derece pozitif ve sinerjik şeyler de yapılabiliyor. Bunların başında ise Türk internet cemaatinde fırtınalar estiren sözlükçülük akımı geliyor.

Bunların en meşhuru, yıllar önce 'ekşisözlük' nâmıyla parladı ve gençler arasında müthiş bir itibar kazandı; ardından benzerleri çıktı ve elbette çok iyi oldu; bildiğiniz üzere bu sözlükler, önceden belirlenen ve bilinen kişiler tarafından değil, sözlük sitesini yöneten yöneticilerin uygun gördüğü şartlara uyan herkes tarafından desteklenebiliyor; kimilerinde ise şart-şurt aranmaksızın isteyen herkes aklından geçeni yazabiliyor bu sitelere.

"Böyle sözlük olur mu yahu" demeyeceğiz; böyle de sözlük yapılabiliyor; önemli ve değerli olan kaliteyi tutturmak, seviyeyi yakalamak. Neticede internetten bir bilgi edinen herkes, o bilginin doğruluğu hakkındaki sorumluluğu bizzat üstlenmiş durumdadır; sözlükteki bir maddeyi ciddiye alıp almamak tamamen okuyucunun bileceği iş.

Şimdi gençler, özellikle alışageldiğimiz sözlüklerde bulunmayan pek aktüel ve moda kavramları bu gibi internet sözlüklerinden öğreniyor veya târif ediyorlar. Bu arada pek müdavim sayılmasam da ara sıra eğlenmek maksadıyla bu sözlüklerde gezindiğimi belirtmeliyim, çünkü sözlükçü gençlerin mizah duygusu genellikle yüksek oluyor. Gençlerin ne düşündüğünü, nasıl düşündüğünü ve nelerle uğraştıklarını gözlemlemek için sözlük siteleri çok iyi bir gösterge teşkil ediyor bana göre.

Bu yılın ilk gününden itibaren sözlük akımına yeni bir internet sözlüğü daha ilave edildi. Bu sözlüğün adı "İstanbul sözlüğü". Adresime gönderilen bir e-mektup sayesinde haberdar olduğum bu sözlük sadece İstanbul'u ve tabii İstanbul'la ilgili her şeyi kapsamak emelinde. Yayıncıları, niyetlerini şu sözlerle açıklıyorlar: "Alanı yalnızca İstanbul olan bir site olarak bu büyüleyici kentte yaşayan milyonların büyük çoğunluğunun İstanbul kökenli olmadığını biliyoruz. Ancak nereden gelirsek gelelim İstanbul'u içselleştirmemiz gerektiğini düşündük. Artık burada yaşıyoruz, çalışıyoruz, çocuk yapıyor, kentin her türlü olanaklarını en önemlisi tarihini paylaşıyoruz. (...) Tarih, gezi ve anı kitaplarında semt, mahalle, sokak vb. isimlerle karşılaştığımızda, acaba bu yerler şimdi ne durumdadır, kimlerin buralarla ilgili ne anıları vardı, diye düşündük. Herkes bu konuda yazsa kim bilir ne müthiş İstanbul tarihi yazılır, diye heyecanlandık. 'Yazılmayan her şey kaybolur' önermesinden yola çıkarak, bu alanları madde haline getirip her İstanbulluya kendi bilgilerini, anılarını ekletebilir miyiz fikri uyandı bizde. Baktık ki, kentimizin internette herhangi bir başvuru sözlüğü yok. Sonrasında canlı bir sözlük yaratma fikrini hayata geçirmeye karar verdik. Devamında, internet kullanan her İstanbulluyu sözlük yazarı yapmalıyız diye düşündük. Bu fikri geliştirdik ve yazılımını kendi bünyemizde yaptık. İstanbul Sözlüğü 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren kullanımda. Sözcüklerle ilgili editörlerimiz maddeleri sürekli kontrol ediyorlar. Eksiklerimiz çıktığında, önerilerle birlikte hem programı hem kendimizi geliştiriyoruz. Şimdi 1 milyon kelimeden oluşan bir sözlük yaratmak hayalimiz var. Dünyanın en büyük, en geniş kent sözlüğü: http://www.gazeteistanbul.com/istanbulSozlugu.aspx"

Sözlüğe isteyen herkes katkıda bulunabiliyormuş. Örnek olarak verilen madde başlıkları ise şöyle: İstanbul'un semtleri, mahalleleri, sokakları, çarşıları, İstanbul çeşmeleri, alışveriş merkezleri, gazeteleri, dergileri, kitapları, sahafları, İstanbul'un yolları, koyları, mekânları, hamamları, İstanbullu ünlüler, İstanbul'un delileri, yazarları, şairleri, İstanbul'un kadınları, imamları, İstanbul şarkıları, şarkıcıları, İstanbul tarihçileri, kabadayıları, dansözleri, oyuncuları, balıkçıları, kaptanları, balıkları, İstanbul'un bitkileri, dereleri, İstanbul camileri, kiliseleri, havraları, kulüpleri, tepeleri, plajları, vapurları, okulları, üniversiteleri, kültür merkezleri, meyhaneleri, gazinoları, muhtarları, belediye başkanları, valileri, emniyet müdürleri, ordu komutanları, sinema filmleri vd.

Eğer isterseniz siz de bu başlıklara yenilerini ilave edebileceksiniz. Ne kadar güzel değil mi?

Vaktiyle Reşat Ekrem Koçu'nun tek başına göğüslemeye kalkışıp, çar nâ çar yarı yolda bırakmak zorunda kaldığı o şaşırtıcı zenginliklerle dolu İstanbul Ansiklopedisi'nden sonra İstanbul'u tanımak, öğrenmek, zenginleştirmek ve yaşatmak isteyenler için artık yeni bir bilgi platformu açılmış bulunuyor. Neye benzediğini öğrenmek için, bir ayını henüz dolduran sitenin linkini (yukarıda zikretmiştik) tıklabilirsiniz.

İstanbullu olmak için şâhâne bir fırsat. Yayıncılar bir milyon maddeden bahsediyorlar ama ben bir milyonluk hedefin kısa zamanda aşılacağını tahmin ediyorum.

"Fırsat verilse ben neler yazardım ama" diyenlerin artık bahânesi yok; dağarcığında İstanbul'a dair paylaşılmaya değer bilgi olanlar klavye başına!

Bu arada "Türkiye sadece İstanbul'dan mı ibaret" diye mızıkçılık etmeyeceğiz. Her şehrin, aynı usulle kendi sözlüğünü oluşturması için ortada engel yok. Bu sözlüğün kurucularını tebrik ediyor, şimdiye kadar kadri bilinmemiş yazarlarımızı ise göreve davet ediyorum.


Kaynak (Arşiv)