İktidar, uçkurlarımıza sahip çıkmalıdır
Değerli basın ve mensup arkadaşlarım, başkanınız Hayri Gülle olarak 1946 yılı seçimlerine birbuçuk ay kalası bazı konu ve mevzularda fikirlerimi ve projelerimi paylaşmak isterim.
Böyle şeyler ayıptır, mahcub oluyorum fakat danışman arkadaşlarım "Ölümüzü öp" diye yemin ettirdikleri için değiniyorum. Sayın mensup ve basın, bakınız, sizlere daha önce dağıtılmış bulunan ve şu anda elimizde tutmuş olduğumuz İngiliz Ekonomik gazetesinin şahsım hakkında yazdığı övgülere teşekkür ediyorum. Eksik olmasınlar az bile yazmışlar fakat, "Başkan Hayri Gülle bir sonraki başbakan olmayabilir ama gitgide ciddi bir rakip oluyor" sözleri olmamıştır. Sahibine aynen geriye iade ediyorum. Yani böyle öveceklerine dövseler daha iyiydi. Seçimlerde şerefli ikincilikler kazanmaktan başımız döndü mensup arkadaşlar, yıldık, usandık, serseme döndük. Bunlar bize yine seçim kaybettirecekler ve şimdiden sebep belli olmuştur. Uluslararası güç ve basın odakları ellerini partimizden çeksinler yani.
Başbakan'ın çılgın projesi, Başbakan'ın çılgın projesi... Nedir bu görmemişlik mensup ve basın dostlarım? Bunlar kendi şahsımın 2008 vaadleri videosundan çalınmıştır ve Hayri Gülle adına tescillidir. Kaldı ki yeryüzünde ilk kanal projesi Hazreti Musa zamanında gerçekleşmiş, buna rağmen Beni İsrail kavmi, ilk seçimde Hazreti Musa'ya oy vermemişlerdi. Yandaşlarımız sâkin olsun, Hz. Mûsa'ya kalmayan kanal, onlara da kalmaz. Böyle tırışkadan projelerle halkımızı ikiye bölmek, birbirinden ayırıp uzaklaştırmak, arayı sulamak istiyorlar. Düşünün basın ve mensup arkadaşlarım, tam ortasından çılgın proje geçen bir köstebek ailesinin yuvasını dağıtmak hem ekolojik duyarlığa hem de mimarlar odasının içtüzüğüne, genel ahlâka ve ayrıca Şeriat-i Garrâ-yı Muhammediye'ye aykırıdır. Bunlar dini sömürürken dini bile bilmiyorlar.
Hükümet bednamdır. Youtube'daki Hayri Gülle videolarından kopya çekerek halkımızı kandırmasınlar; sıkıysa Sarıyer açıklarına Kızkulesi yapsınlar da görelim... Yapamazlar, onu ben bile yapamam...
Değerli basın ve mensup arkadaşlarım, ortalıkta bazı internet görüntüleri dolaşıyor ve buradan hükümeti kınıyorum, çünkü icraatın başıdır ve her nevi icraattan sorumludur. Bazı arkadaşlarımız, "başımızda hükümet var, başbakan var" diye güvenerek uçkurlarına sahip çıkmamış olabilirler, binaenaleyh iktidar uçkurlarımıza da sahip çıkmalı, aksi takdirde istifa etmelidir, hatta etsinler; mağduriyetimiz diz boyudur.
Proje de proje olsa sayın mensup ve basın arkadaşlarım; bakınız biz Türklerin denizle denizcilikle aramız zaten iyi değildir; bunlar inadına İstanbul'a deniz getiriyorlar. Niçin, yandaşlarına yağmalatmak için. Sıkıysa Sarıyer'e Kızkulesi, Mardin'e asansör yap, Artvin'e trafik sinyalizasyonu yap da görelim bir. Silivri'den Karadeniz'e çocuklar da kanal açar.
Haa, bir dakika, sen kimin malına kanal yapıyorsun hoop bilader? Bak, kapı gibi Montreux Sözleşmesi var burada Elhamdülillah! Bu sözleşme, boğazdan gemi geçiren diğer ülkelerin haklarını arslanlar gibi korumaktadır çok şükür! Olmasaydı bu iktidar Deli Dumrul gibi kanalın başında bekleyip geçenden 50, geçmeyenden 100 bin dolar haraç alacak, yandaşlara yağmalattıracaktı.
Dinsizin hakkından imansız gelir basın ve mensupları; sıkıysa boğazların altından tren geçirsinler de görelim. Yaa, o kadar kolay değil bunlar, sorunuz bakalım bir Hayri Gülle kaç yılda yetişmiştir?