İktidar olmak: Hâşâ!
Bir delikanlı hayatta ne için yaşar abi; bir insanın var olmasındaki en yüksek gaye nedir? Şereftir, gururdur, mertliktir; ehl-i nâmus olmaktır. Konuya-komşuya kem gözle bakmamaktır; bize büyüklerimiz böyle öğrettiler!
Bunca yılın partisiyiz, şimdiye kadar bu kadar ağır bir ithamla, -ne diyorlar- orantısızca bir iftirayla karşılaşmadık inan olsun; kimyâmız bozuldu resmen yav! Hayır, iftiradır, güneş balçıkla sıvanmaz; biliyorum bize bu bühtanı edenleri kimse ciddiye bile almaz fakat bu cür'eti nereden buluyorlar abi? İşte bu husus kahrediyor bizi! Yahu siz kim, bize –afedersiniz- iktidar ikrâm etmek, teklif etmek kim? Kimsiniz siz kardeşim ya? Kimsiniz ki bize bol keseden koltuk ısmarlıyor, ‘hadi gel buyur iktidar ol' diyorsunuz? Kaç paralık adamsınız be?
Abi çok zorumuza gidiyor; bizim iktidarda gözümüz olaydı size mi sorardık be? Kolundan tutup, ‘Yürü kız bizim eve' demeyi, naza çekip olmazlanınca, ‘hüss, lâfı ikiletme; yürü edebinle' diyerekten icabında ufak bir tokatla yola getirmesini bilmez miydik; sizden mi öğreneceğiz iktidara talip olmasını? İcabında kralını biliriz fakat efendiliğimizden, ağır abiliğimizden yakıştırmayız kendimize! Kaldı ki estağfurullah, aklımızdan bile geçmez. Kendisini mahallemizin kızı, yengesi, ablası, yerine göre teyzesi hatta hacıannesi olup hürmet ettiğimiz bir büyüğümüzdür. Tövbe aklımızdan geçmez ki iktidarın vaslına tâlip olalım da yok daha neler?.. Anlatabiliyor muyum abi; bizi yaralayan işte bu yakışıksız imâlar...
Yav abi, şuracıkta bak yarım asırlık partiyiz; siz bizi bir kere olsun şöyle cân-ı yürekten sıdk-ı kalb ile ‘Amanin ne olursa olsun iktidar olsak gerektir; binaenaleyh seçimleri kazanalım, hükümet olalım, memleketi bilfiil kendi kadrolarımızla idare edelim' dediğimizi bir gören, duyan bir Allah'ın kulu var mıdır? Sorun, soruşturun yaşı yetenlere... Hâşâ abi, bak şu ekmek gözüme-dizime dursun; ‘bunlar şu vakit hakkaten iktidara gelmeyi niyet ettiler' diyen birini getir alnını karışlayayım. Yeminle söylüyorum, delikanlılığımın hayrını görmeyim ki aklımızdan bile geçmemiştir; olur mu öyle şey abi? İktidar olmak? Fesübhanallah! Yahu iftira atıyorsunuz bari inandırıcı bir şey uydurun da âlemi kendinize güldürmeyin!
Şimdi diyeceksin ki, iktidar olmaktan hayâ ediyorsun fakat mahalleyi terk edip Ferdi Tayfur Abi'nin kahrından filminde yaptığı gibi gurbete gitmeyi de düşünmüyorsun; nedir senin derdin?' Anlatayım; bizler bu mahallenin hizmetkârıyız abi, maksadımız şan alıp şan vermek. Bir de lâzım olduğunda mahallenin birlik ve beraberliği uğruna gereğini yapmak. Hem zaten istesek de olmaz; iktidar bizi bozuyor abi; birkaç defa bazı arkadaşlar, ‘Yav bu iktidar iyi bir şeye benziyor, gelin biz de eteğinden tutalım' filan demişler, hiç iyi gelmemiş abi, kâmil büyüklerimiz ara sıra anlatırlar kimseye söylemeyin diyerek...
Haa, herkes haddini, yerini, ağırlığını, daha mühimi vazifesini bilecek. Şimdi bize koltuk teklif edenlere bak? Yav sen bu koltuğu ne zaman buldun da şuna buna ikram etmeye başladın? Sana düşer mi bu ulvi vazife be; bir de ‘sen buyur; benim zaten karnım tok' şeklinde havalı edâlar, imâlar! Yav senin cemaziyelevvelin ortada. Görmemişin çocuğu gibi ne atılıyorsun ortaya? Bu memleket o kadar sahipsiz, çaresiz kalır mı? İktidarı kimin ne yapacağı meselesi sana düşer mi? Bu gibi durumlarda mahallenin büyükleri vardır, lazım geleni düşünürler; biz de efendi efendi tembih edileni yerine getiririz... Nitekim biz hep öyle yapmışızdır ve yapıyoruz da zaten.
İktidar olacakmışız... Şunların yediği naneye bak sen; çok matah bir şeyse git kendin iktidar ol, hem şimdiki iktidarın neyini gördünüz be kardeşim, neyini gördünüz iffetinden, millet yolunda gayretinden başka?