İftira
Bugün seçim günü; suya sabuna dokunan şeyler yazmak kanunen yasak; galiba bu uygulama şöyle bir bakış açısının ürünü olsa gerektir:
Kanun koyucular, necib Türk milletinin harıl harıl ve çatır çatır gazete okuduğunu, oy kullanmaya gitmeden önce günün bütün gazetelerini satır satır gözden geçirip nihai kararını vermek için araştırma yaptıklarını zannediyor olmalı! Her neyse, kanun kanundur ve biz hazır "araştırma"dan bahis açılmışken, günümüzün en son ilmî bulgularını ihtiva eden titiz bir çalışmayı tedkik edelim; oy kullanacağınız partiyi, bu araştırmadan aldığınız feyizle rahatça kararlaştırabilirsiniz artık.
Efendim, çağın modası araştırma (bkz. Araştırmacı gazeteciler); bir bira şirketi yememiş içmemiş bir araştırma yaptırmış. Belki yıllar sonra, "acaba biz nasıl bir müşteri kitlesine bira satıyoruz?" diye meraklanmış olmalılar zâhir. Araştırma bulgularının bira tüketimi ile ilgisi yok gibi görünüyor; bakalım hangi bulgular çıkmış ortaya?
Araştırma, erkekler üzerine; özellikle Türk erkekleri. Araştırmaya göre Türk erkeğinin en sevdiği alışkanlık "kitap okumama" imiş. Bir şeyi yapmamanın nasıl bir alışkanlık türü olduğuna siz karar vereceksiniz artık. Araştırmadaki "en son hangi kitabı okudunuz?" sorusuna yüzde 65 oranında "hiç kitap okumadım" cevabını vermiş Türk erkekleri.
Nasıl, doğru mu, yoksa birileri bize iftira mı ediyor resmen?
Sonra kadınların sosyal hayattaki yerini merak etmişler. "Erkek kadından üstündür, ne olacak eksik etek" diyenlerin oranı % 44 çıkmış. Bu sonuç geçen yıl yapılan araştırmaya göre % 10 daha düşük; bu da demek oluyor ki, aramızdaki "naylon erkek"lerin, eski tâbirle kılıbık, bir başka söyleyişle "kalbi ılık"ların sayısı giderek artmaktadır ve maçolar açısından işler hiç de iyiye gitmemektedir.
Cep telefonu meselesinde dünya şampiyonu olduğumuzu tekrara hacet yok: 2001 senesinde % 47 civarlarında sürünen ceplenme oranımız bu sene % 77'ye çıkmış bulunuyor. Ben bu sayıyı az buldum ama araştırmacı gazeteci olmadığım için sadece araştırma sonuçlarını çekiştirmekle yetineceğim; bana göre Türkiye'de erkek başına düşen cep telefonu adedi birden fazladır; ne kadar fazla olduğu merak konusudur sadece! Peki, ceplerin % 86 oranında kontürlü olmasına ne buyurursunuz? Yeni model telefon almak mevzubahis olunca çoluğun çocuğun rızkını telefona yatıran o anlı şanlı Türk erkeği, iş servis tercihine gelince niçin kontürlü tercih eder, bu da bir başka araştırma konusu olsa gerektir.
"En sevdiğiniz sanatçı?" sorusuna verilen cevabı, seçim yasakları sebebiyle sansürlemek zorundayım ama siz onu anladınız; hiç sevmediğim bir türkücü şahıs. Hanım seslerinden ise Sezen Aksu'yu dinlermişiz en çok. Galiba bu yakınlarda bira firmasının sponsorluğunda bir dizi Sezen Aksu konseri sunulacaktır sayın halkımıza. (bkz. Komplo teorisi nasıl üretilir?)
"Eşinizi aldattınız mı?" sorusuna verilen cevapta Türk erkeği şaha kalkarak arslanlar gibi "hayır, n'asla" diyor; oran % 79. "Peki etrafınızda eşini aldatanlar var mı; gördünüz mü, duydunuz mu?" sorusuna evet diyenlerin oranı % 46! Bu şu demek oluyor, Türk erkeklerinin % 33'ü resmen ve alenen yalancıdır! (Ben demiyorum, araştırma diyor; (bkz. Ãapraz bulgular)
En büyük mesele olarak ise para diyormuş Türk erkeği; oranı % 21. Bu cevabı şöyle yorumluyorum; cep telefonu modelini değiştirmek için olmalı!
"Büyüye inanır mısınız?" diye sormuşlar; yüz kişiden 32'si "gayet tabii" diye cevap vermiş. Nazara inananların oranı aniden ikiye katlanıyor: % 64. Neyse ki "fala inanır mısınız" diye sormamışlar; erkeklerin çoğu, "bırakınız efendim şu saçma sapan işleri" diyerek falı tel'in eder fakat... (bkz. Geçelim bu konuları, daha gönül açıcı bir şey yok mu?)
Var, olmaz olur mu?
Hâşâ huzurdan, çok affedersiniz (utana sıkıla yazıyorum şuracığa, çocuklara okutmayınız lütfen) bir soru daha sormuşlar (bkz. Olacak iş değil, inanmıyorum yaa!)
Sorunun kendisi münasebetsizliğin daniskası...
-Kitap okur musunuz?
Soruyu duyan Türk erkekleri bir kötü olmuşlar, bir kötü olmuşlar...
Neyse, cevaba geçmeden önce bardağın dolu tarafına bakalım: % 32'imiz kitap okuyabiliyormuş. Elbette bu oran, her 100 erkekten otuz ikisinin her Allah'ın günü çatır çatır kitap okuduğu manasına gelmiyor; galiba bu suale mahcubâne "evet" cevabı verenlerin asıl söylemek istedikleri, "evet, bizim evde birkaç tane görmüştüm; çocuğun çantasının içindeki şeylerden biri olmalı; her sene onları ben ciltlerim amcası!" türünden bir şey olmalıdır ama fesat olmayalım; % 32 çook iyi rakamdır: % 68 meselesine ise hiç değinmemeyi tercih ederim. Biz Türkler bardağın hep dolu tarafına bakmalıyız azizim!
Araştırmanın bomba sorusunu en sona sakladım...
"Yazın hangi sıklıkta yıkanırsınız?" sorusuna "sana ne ulan" diye sinirlenmeyip, "çok şükür her gün yıkanırım" diyenlerin oranı % 32 (bkz. Ben bu 32 rakamını bir yerden hatırlayacağım ama...) ve biz yine bardağın dolu tarafına bakmak durumundayız. Kalan % 68'in günde bir değil en az iki kere yıkandığını, soru yanlış tertiplendiği için mecburen hayır cevabı verdiklerini de hesaba katmalıyız!
Malum, Türkler temiz millettir (bkz. "vaktiyle Fransızlar asilzâdeleri lazımlıklarını sarayın penceresinden ha babam sokağa döker iken bizim ecdâdımız o güzelim hamamlarda hatır hatır keselenmekte idiler... vd.)
...
Ben size bu araştırma felan değil, hepten iftira demiş miydim yukarılarda? Aha diyorum; iftira, iftira, iftira!