İddianame
Davacı: Millet nâmına amme vicdânı Davalı: Cumhuriyet Halk Partisi, nâm-ı diğer CHP Davanın konusu: CHP'nin temelli kapatılması talebi Deliller: Ãok, bir sürü, kıyamet gibi, ü-üüff...
A-Giriş: Siyasi partiler, bir memlekette olmazsa olmaz şeylerden değildir; netekim Mısır tarihine, Ãin ve Hint tarihine, Mezopotamya tarihine baktığımızda siyasi parti diye bir şey görmüyoruz. İslâm tarihinde parti yoktur fakat "fırka" vardır; hepsi de laikliğe aykırı şeyler olduklarından Abbasi halifesi Me'mun zamanında kapatılmışlardır. Buradan da anlıyoruz ki, "kuru kuru kurbanların olayım" veya "hala hala, horozun yumurtluyor mu?" veya "bizim it sizin eve balta getirdi mi?" gibi sudan gerekçeler bir partiye varlık sebebi olamaz.
Son zamanlarda modern demokratik hukuk devletlerinde "çok partili" denilen bir sistem uygulandığı için, bir değil, birden çok parti olabilmekte ise de elalemde çok parti olması Türkiye'de de olacak anlamına gelmez. Bizim şartlarımız farklıdır. Bizdeki durum, "olacaksa adam gibi bir tane olsun, yeter" sözleriyle açıklanabilir.
B-Siyasi parti kapatma sebepleri: Ãoktur, gökteki yıldızlar gibidir;
1-Uluslararası hukuk açısından; az önce işaret ettim idi fakat bir kere daha izah edeyim: Nitekim her kafadan bir ses çıkmasının gürültü yaptığı uluslararası bir kuraldır. Daha çok delil sayabilirim ama lüzum var mı?
2-İç hukuk yönünden: İki tavşanı kovalayan ikisini de tutamaz, ama bir tavşanı kovalayan belki yakalar. Ayrıca, adam gibi bir parti herkese yeter. Bkz. tek parti devri.
**C-Parti kapatma sebeplerinin hukuk bilimi açısından tahlili: ** Yukarıda izah buyruldu; eskiden siyasi parti diye bir şey yoktu. Sonradan emperyalist Batılılar tarafından icat edilmiş olup, vatandaşlar arasında kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramayan bu partiler, devlet büyüklerimizin uygun göreceği her hâl ve şartta kapatılabilirler ve esasen bunların açık kalması fitne fücur sebebidir.
D- Davalı siyasi parti hakkındaki talebimizin esbab-ı mucibesi: Efendim, bu partimiz, malumunuz olduğu üzere Birinci Büyük Millet Meclisi'nin teşrii faaliyetinin sonuna yaklaşıldığı 1923 baharında, Meclis'te Birinci Grup namıyla teşkil olunan hey'etin, bilahire Halk Fırkası, ardından da 1924'te Cumhuriyet Halk Fırkası adını almasıyla bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından kurulmuş idi. 1938 yılında Gazi Paşamız'ın vefatına kadar memleketi tek başına idare eden bu fırka (bkz. "olacaksa adam gibi bir tane olsun, yeter" kuralı), daha sonra İsmet Paşa idaresine geçmiş ve netekim paşa 1946'ya kadar ülkeyi "güllük-gülistanlık" sistemiyle idare etmiştir. 1946'da Batı emperyalizminin pençesine düşen Türkiya'mızda demokratik sisteme geçilmesi dayatılınca yapılan ilk çok partili seçimde CHP, dillere destan son bir seçim zaferi kazanmış idi. Bu seçim sonraları ahali arasında "açık oy gizli tasnif usulü ile yapıldı" diye bir hayli bıdıbıdılara mevzu olmuştur (bkz. eskiden parti mi vardı kuralı). Bu tarihe iyice dikkat etmenizi taleb ederim aziz hakimler; zira bu tarih, mezkur siyasi partinin (zorla da olsa) seçim kazandığı meş'um bir tarih olmuştur.
Ardından efendim, Allah sizi inandırsın, bakınız burada açık açık sayıyorum, 1950, 1954, 1957, 1961, 1965, 1969, 1973, 1977, 1982, 1986, 1991, 1995, 1999, 2002 ve bakınız 2007 seçimlerinde de CHP, ne yazık ki tek başına iktidar olma şansını yakalayamamış, sadece 1973'te diğer partilere göre çoğunluğu sağladı ise de dinci bir partiyle koalisyon yaparak işi eline-yüzüne bulaştırmıştır.
Aşk ile buyrunuz:
1-Haydi diyelim rahmetli İsmet Paşa'nın sağlığında, "Milli Mücadele kahramanıdır, Lozan'da memlekete çok hizmeti dokanmıştır" diyerek ahali partiye bir mıkdar oy vermekte idiyse de bazı azgın muhalifleri "geldi İsmet kesildi kısmet" şeklinde menfi propaganda yapmaktan fariğ olmadılardı; fakat Paşa'nın son zamanlarında zuhur eden Ecevit, İsmet Paşa'mıza hayatı zehir ettiği gibi, son zamanlarında merhum Paşa, "Ya Bülent ya ben" demek zorunda kalarak elli senelik fırkadan istifa edip, Pembe Köşk'e çekilmiş miydi çekilmemiş miydi?
2-Müteakiben Ecevit partinin başına geçince, her ne kadar "Karaoğlan, felan" şeklinde hayli rüzgar estirmiş idiyse de, tam da o günlerde ahalinin bir paket margarine, bir adet ampule hasret bırakılması netiycesi parti seçimlerde muvaffak olamamış, hatta, ringde rakiybinden bir araba dayak yeyip de ravund sonunda antirenöründen, "dayan aslanım herifi nakavut etmek üzeresin" demesi üzerine, "Ben rakiybimi dövüyor isem, o esnada beni kim eşek sudan gelene kadar pataklayor ulen aceba?" dediği hesap, mağlubiyetlerden yarı sarhoş bir vaziyete girmemiş miydi?
3-Sonra bir bakıyoruz; güüm, 12 Eylül İhtilâli; Neyse ki Kenan Paşa, bilumum vesair partiler meyanında CHP'yi de şıraak diye kapatınca, bir müddet vaziyet idare olunabildi. O zamanlar aklı yeten bazı CHP'lilerin, "bu bir lutf-i ilâhidir, bizzat kendi elceğizimizle kapatılmak iktiza ederken partiyi Kenan Paşa'nın kapatması nûrun âlâ nûr bir vaziyet olup bir dahi açan nâmerttir; gayrı yenisine bakalım" demesine rağmen ortam gevşeyince ilk fırsatta CHP yeniden tesis olunup, solcu partiler arasındaki minder harbine iştirak ettirilmiştir.
4- O günden beri sadece CHP değil, hiçbir solcu partinin iflâh olduğu ve olacağı yoktur. CHP her seçimde, "aha da barajın altında kaldık, kalacağız" diye partililerin yüreğini ağzına getirmekte, tarifsiz bir hüzn-i umumiye medâr olmaktadır.
5- Bunlar da yetmezmiş gibi CHP nâhak yere, Atatürk'ten müdevver İş Bankası hisselerini idare etmekte, sağda solda "Biz Cumhuriyeti kuran partiyiz; Atatürk'ün partisiyiz" diye kasılmakta değil midir?..
6- Haydi bunları boşverelim; bu parti malumunuz üzre her kurultayda ölüp ölüp dirilmekte, ikiye ayrılıp beşe bölünmekte, bünyesinden muhtelif hizipler hâsıl olmakta fakat ne hikmetse kendisi bir türlü iflâh olamamaktadır.
E-Sonuç:
a-İflâh ve iktidarına yukarda arzettiğim gün gibi âşikâr delillerden ötürü ihtimâl bulunmadığından CHP'nin maalesef külliyen ve ebediyyen kapatılmasına,
b-Başta genel başkanı olmak üzere bilumum milletvekili, delege ve âzâlarının, -o da günün birinde milletin dilinden ve halinden anlamaları ihtimâline binaen- lâakal 75'er sene bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi, deneticisi ve üyesi olamayacaklarına, karar verilmesi kamu adına arz ve talep olunur.