Hadi hadi hadiii!

Hatırlayacaksınız "Niyet ettim imamsız Cuma namazına" başlıklı o yazıyı, "...şimdi daha önemli diğer meseleye, yani SS kızımızın izdivacı mevzuuna dönebiliriz ama o da ne; yer bitmiş" diye bitirmek zorunda kalmıştım; şimdi bu çok önemli haberin ayrıntılarına dönebilirim; ortam müsâit!

Yaptığım araştırmalara göre (hava atmak için böyle yazdım ha! Bu bilgileri, bir gazetenin magazin ekinden ödünç aldım; italikli ifadeler benim yorumum) Seda Sayan ile genç şarkıcı Onur Şan, üç ay önce başlayan ilişkilerini gözlerden uzak bir şekilde Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen nikâh töreniyle evlilikle noktaladı. (Çok şükür, seviyeli birliktelik edebiyatına düşülmeden arslanlar gibi nikâh masası kurulmuştur; fonda Ümit Besen'in konuyla ilgili unutulmaz şarkısı!) AKP İstanbul Milletvekili Osman Yağmurdereli ve Türk Sineması'nın duayen yapımcısı Türker İnanoğlu'nun şahitlik yaptığı nikâhın ardından soluğu jüri üyesi olduğu "Hayalin İçin Söyle" programında alan Seda Sayan, burada da özel bir kutlamayla karşılaştı (iyi de, haniya nikâh gözlerden uzak bir şekilde yapılacaktı?)

Seda Sayan, "El âlem ne derse desin" şarkısını söyleyerek programa başladı. Seda Sayan'ın duygulandığı anda, sanatçı arkadaşları hep birlikte hareketli türküler söyleyerek Sayan'ı halaya kaldırdılar (Cümle düşüklüğü benim değil). Canlı yayında sanatçı arkadaşlarıyla birlikte halaylar çeken Seda Sayan, "Çok mutluyum. Canlı yayında düğünüm yapıldı" dedi. Kırmızı göğüs dekolteli kostümüyle programa katılan Seda Sayan'ı, çiçeği burnunda eşi Onur Şan, stüdyonun balkonunda özel bir masaya oturarak izledi. Programın bitiminde kulis odasında buluşan çift, bir süre dinlendiler... Seda Sayan ile Onur Şan'ın nikâh törenine katılan 40 özel davetli arasında Ahmet Turan Şan (Seda Sayan'ın kayınpederi), Osman Yağmurdereli (Nikâh şahidi, AKP İstanbul Milletvekili), Kadir Topbaş (İstanbul BB.Başkanı), İbrahim Tatlıses (sanatçı arkadaşı), Semra Özal (merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi), Gülben Ergen (sanatçı arkadaşı), Şerife Şan (Seda Sayan'ın kayınvalidesi), Seda Sayan Şan, Onur Şan, Türker İnanoğlu, Ayşe Ak (Seda Sayan'ın annesi) de vardı.

Burada biraz aklım karıştı; gelinle damadın, davetliler listesinde yer alması da galiba yeni bir maryaj (evlilik) ritüelidir; neyse devam edelim: "Kulis odasından el ele çıkan Seda Sayan ile eşi Onur Şan, gazetecilerin sorularına cevap vermeden hızlı bir şekilde arabalarına bindiler. Seda Sayan ile eşi Onur Şan, yayın sonrası Çırağan Sarayı'na geçtiler. Canlı yayın esnasında görev yapan sanatçılar ile yarışmacılar Seda Sayan'ın yanına gelerek, "Yüksek yüksek tepelere" adlı türküyü söyleyerek ünlü sanatçıya kına gecesi yaptılar."

Âlâ... Biz de buradan hayır dualarımızı gönderiyor ve gelinle damada, bir ömür boyu "bir yastıkta kocamaları" temennisinde bulunuyoruz. Gelinle damat arasındaki (kimi verilere göre 20 sene; bkz. Wikipedia.com) yaş farkının kimseyi alâkadar etmeyeceği açıktır. Bu maryajın reklâm kasdıyla yapıldığı, mâkul bir süre zarfında önce "kavga ettiler", ardından "ayrılıyorlar", bilahare,"birleştiler", yine bir süre sonra "kesin; ayrılıyorlar" şeklindeki haberlerle zırt-pırt gündeme getirileceği yolunda tahminlerde bulunan bazı çevreler bednamdır, müfteridir, bedhâhtır, üfürükçüdür veya en azından milli birlik ve beraberliğimize bomba koymaya çalışan bir avuç talihsizdir.

Hadi, hadi, hadiii!

"Ne o hocam, kafayı mı yedin" demeyeceksiniz; bilakis kafayı düzeltmeye çalışıyorum. Üstelik damadın hemşerisi olmak sıfatıyla bu maryajın "oğlanevi" cenahından sayılmam da cabasıdır.

Bu ülkede güzel şeyler de oluyor!

Not: Kimse bu yazının ülke gündemiyle ilgisiz olduğunu söyleyemez; söyleyen bednamdır.


Kaynak (Arşiv)