Evrim teorisi hiç bu kadar örselenmemişti!

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek, yargılandığı Balyoz Davası'ndaki savunmasını, "Bir komplo olup darbe ile beslenen, darbe olmasa bile yaratan, hatta ortalığı boş bulursa kendisi sivil darbe yapan bir siyasi partinin ve onun yöneticilerinin siyasi getiri sağlamak için düzenledikleri veya düzenlenmesine göz yumdukları bir kurgu" anafikri üzerine kurdu.

Müdafaa hakkı azizdir; hâlen yargı karşısında sanık sıfatıyla kendini savunan birisini, seçtiği müdafaanın tarzı ve muhtevası üzerinden eleştirmeyi doğru bulmam. Meselem bu değil...

Ergenekon ve Balyoz davalarında sanıkların, son zamanlarda anlamlı bir tarzda mahkeme heyetine, savcılara, davayla ilgili delil toplayanlara karşı saldırgan ve hakarete varan ağır bir dil kullanmaları, "Bir gün burada siz yargılanacaksınız" diye tehdit etmeleri dikkat çekiyor. Bu koroya CHP'li bazı vekillerin de katılmaları, mahkemeyi, "AKP üniforması giymek" ve "Mütâreke dönemindeki Nemrut Mustafa Divanı"na benzemekle itham etmeleri ayrıca ilgi çekicidir (Ergenekon lobisinin baş destekçilerden bir gazete, bu haberi verirken Nemrut Mustafa Mahkemesi'nin M. Kemal Paşa hakkında gıyabî idama hükmettiğini de eklemiş ki okuyanlar 'Vay alçaklar, sizi namussuzlar!' diye gürlesin!)

Olup bitene bakarak soğukkanlılıkla şu hükmü verebiliriz: Cumhuriyet tipi saltanat idaresinin örtülü aboneleri, devletten ve bürokrasiden eskisi gibi servis alamadıklarında, birkaç yıl önce arslanlar gibi savundukları kurumları ânında değersizleştirivermektedirler!

Özden Paşa'nın savunmasında beni cidden şaşırtan -hatta hoş görünüz- afallatan sözler TÜBİTAK hakkındaki değerlendirme şeklidir, şöyle diyor Özden Paşa: "Bu kurumun içine siyaset bulaşmıştır. Kendi dergilerinin kapağına evrim teorisi mizansenini koyamamışlardır. Evrim teorisine inanmıyorlarsa bilimsel bir kurum değildir, inanıyorlarsa konmaması için siyasi baskı vardır."

Şahsına atfedilen çok ciddi suç ithamına karşı kendini savunmak için bir sanığın telâş içinde subjektif değerlendirmelere iltifat etmesinin anlaşılabilir bir yanı var ama Sayın Örnek, mâsumiyet karinesini, davayla hiç ilgisi olmayan bir alana taşıyarak "geniş cephe" stratejisi uygulamaya çalışıyor ve demeye getiriyor ki, "Ey Evrim teorisine inanan bütün insanlar, benden yana destek çıkınız." Bu iddiasına delil olarak sunduğu obje ise kendi ifadesiyle bir "mizansen"dir. Mizansen'den kasdettiği, olsa olsa Evrim teorisi'nin gerçekliğini zihinlerde canlandırmak için bazı ressamlar tarafından "olsa olsa böyle olmuştur" mantığını canlandırmak için resmedilmiş "fictive", yani hayâlî resimlerdir. Örnek'in de bizzat ifade ettiği üzere "bilimsel bir kurum" olması gereken TÜBİTAK, bilim dünyasında geçerliği çok tartışmalı -çünkü nihâi tahlilde Evrim teorisi, ilmî güvenilirliği, kapsadığı büyük boşluklar sebebiyle tartışmalı bir teoridir - bu teoriyi, kurum görüşü gibi dayatmamakla en azından ilmî şüpheye uygun bir davranış sergilemiş durumdadır. Tutuklu generalin, mâsumiyetini, "İşte ben, böyle bir kurumun (yani Evrim mizansenini kurum dergisinin kapağına koymadığı için bilimdışılığı kesinleşmiş bir kurum demeye getiriyor!) verdiği rapor üzerine suçlanıyorum" faraziyesi üzerine kurabilmesi, yine tâbirimi mâzur görürseniz, afallatıcıdır.

Sayın Örnek'in, Evrim teorisi hakkındaki fikir ve "inanç"larının sadece kendisini kapsadığına inanmak isterdim. Özden Örnek'in Evrimci olmasına ve bunu savunmasına hiç bir itirazım yok; itirazdan ziyade endişem, Evrim teorisinin sair komuta ve TSK'nın mümtaz subay kadroları içinde, ilmî olmaktan ziyade âdeta "dinî" bir heyecanla benimsenip benimsenmediği hakkındadır. Komutanların, bilim tarihi ve özellikle Kozmoloji'nin tartışmalı konularında ihtisas geliştirmiş olmalarını bekleyemeyiz elbette, ama şu kadarını olsun bilmelilerdi: Evrim teorisi bugün herkesin saygı duyduğu bir ilmî mesele olmaktan çok bir "inanç" konusudur; teorinin pek çok safhası yıllardan beri "Çünkü öyle inanıyorum!" delili ile savunuluyor. Böyle bir inancın, vaktiyle kuvvet komutanlığı yapmış ve askerlik hâtıralarını günlük şeklinde tanzim ederek, askerî edebiyatımıza oldukça değerli bir katkıda bulunmuş birisi tarafından benimsenmesi kabul edilebilir, fakat mahkeme önünde TÜBİTAK'ın güvenilmezliğini isbat için öne sürülmesi, nasıl diyelim- gayritabiidir; hatta komik.

Şöyle bağlayabilirim, Evrim teorisi, bugüne kadar bu kadar zayıf bir nokta-i nazarla hiç savunulmamıştı; ne günlere kaldın ey Evrim teorisi!


Kaynak (Arşiv)