El Kaide kime "bırak ulan kızı" dedi?

Pakistan'da yaşayan bir dostun mektubundan yorumsuz iktibaslar: "Körfez şeyhliklerinden birinde büyük bir keyifle nargile içen bir grup Arap'la sohbet ederken, konu Usame'ye geldi.

Olanca zenginlik ve ihtişamına rağmen, buralar milli bayrağı olan Amerikan sömürgeleri durumunda. Sultanlar ve emirlerin varlık nedeni, Amerika ile olan al gülüm ver gülüm ilişkileri. Neyse... Büyük bir gururla Usame'den bahsetmeye başladılar. Araplar, Amerika'ya karşı büyük bir eziklik içerisindeler yıllardır. Bu ezikliklerini, bir nevi Usame ile tamir etmeye çalışıyorlar gibi hissettim. Usame onlardan biriydi. İçlerinden çıkmış ve filmin Erol Taş'ına "Bırak ulen kızı" demişti."

"Peşaver'i ve Kuetta'yı görmenizi isterdim. Kaldırım kenarlarında bayram tebriği satan seyyar satıcılara en fazla para kazandıran Usame'nin resminin bulunduğu tebrik kartları. Teröristti yok değildi, kahramandı ya da haindi. Orasını bilmem; bildiğim bir şey var. Şu an, benim yaşadığım ülkede, yüzbinlerce insan, birbirlerinin bayramlarını Usame'li tebrik kartlarıyla kutluyorlar. Dünya ilginç bir yer."

"Önüm, arkam, sağım solum sobe diye bir oyun oynardık çocukken; o misal, Pakistan'da nereye baksam her yerde bu örgütün ismini duyuyordum. Sakallı sarıklısından, çılgın gibi bilgisayar kullanan internet hackerlarına kadar birçok farklı toplumsal sınıftan kişinin ağzından bu örgütün ismi düşmüyordu."

"Dünyada muazzam bir Amerikan düşmanlığı var. Amerika'nın Afganistan ve Irak saldırılarının Türkiye'de bulduğu tam karşılığı anlama ve hissetme imkanım olmadı. Bu saldırılar, Müslüman kitle tarafından büyük bir nefret ve kinle karşılandı. El Kaide'nin bin tane adamı öldürülmüş. Ne olur ki? Bin tane adamları öldü, milyonlarca sempatizanları doğdu. Bu ülkenin en az 100 milyonunun gözünde El Kaide bir efsane."

"Kale-i Cengi denen yerde esir alınan 600 El Kaide üyesini kurşuna dizmişlerdi. Bu kalenin zindanından, mutfağına kadar her yerine girdim. El Kaide üyelerine ait kanlı sarıklar, gömlekler, parçalar ortalıkta duruyordu daha. Kale komutanlarından birine sordum. "Bu adamları zaten esir etmişsiniz. Silahlarını ellerinden almışsınız. Neden öldürdünüz?" Bana söylediği "İçlerinden Yemenli bir esir, Allahu Ekber diyerek bir nöbetçiye hamle yaptı. Biz de hepsini kurşuna dizdik." Yani zalim ile mazlum arasında çok da fark yok bu coğrafyada. Bu olayda 600 elemanını kaybeden örgüt bu olayın üzerinden üretilen efsanelerin, kahramanlık hikayelerinin dillerden dillere dolaşması ile milyonlarca taraftar, sempatizan edindi. Hz. Ali'nin, Kan Kalesi'ni bile geçti Cenk Kalesi'nin efsanesi."

..

"Bir eziklik içerisindeler

Amerika nefreti sadece Müslümanlarda değil ki. Burada o kadar çok Çinli var ki. Bir tanesi yok ki Amerika'dan nefret etmesin."

"Hani mahallenin bir tane ağa dayısı olur. Mahallenin yeni yetmeleri de hep ona özenirler. Artık El Kaide mahallenin dayısı oldu. İrili ufaklı birçok örgüt ise El Kaide'nin alt kolu olarak çalışıyor. Zengin dindarlar arasından büyük bir finans destekleri de var. El Kaide'nin elinin uzanamadığı çok uzak coğrafyalarda, kendisini büyük ağabey olarak kabul ettirmiş olan bu örgütten emir almaya ve eylem yapmaya hazır yüzlerce küçük örgüt var.

Batı'ya karşı ezilmişlik duyguları içerisinde bunalan kitleler ve özellikle gençler arasında büyük bir heyecan yarattı. Bana göre de terör olan birçok saldırı, Amerika'ya karşı atılmış goller olarak algılanıyor sadece. İnanın, Irak'tan gelen her bir Amerikan askerinin ölüm haberinde, insanlar sevinçle 'oley' çekiyorlar."


Kaynak (Arşiv)