Çekirge'ye papara
-Oo hocam, tebrikler!
-Hayırdır Çekirge, nedir bu tebrikin sebebi?
-Daha ne olsun hocam, seçim sonuçları... Maaşallah, oy vereceğinizi açıkladığınız parti kazandı da!
-Densizlik ediyorsun Çekirge; illâ birini tebrik etmek istiyorsan yanlış adrese kartpostal yolladın demektir...
-Ama hangi partiye oy vereceğinizi açıklamıştınız seçimden bir gün önce; ertesi gün o parti sandıkları sildi süpürdü...
-Ah Çekirge, sen böyle düşünüyorsan, elâlem kimbilir neler geçiriyordur zihninden; bana ne elâlemin kazandığı seçim zaferinden ama bir noktada haklısın; yıllar boyunca CHP'yi eleştirdim, çünkü bana göre çok hata yapıyordu; AK Parti'yi de eleştirdim ama onlar CHP'den daha az hata yaptılar. Hâliyle eşit olmayan bir durum çıktı ortaya. Son gün, AK Parti'ye oy vereceğimi açıklamam ise beni ne "oydaş" ne de "yandaş" yapar. Oydaş ve yandaşlık ayıp değil ama kendimi yokluyorum, duygularımı gözden geçiriyorum, hâlâ gözümü, gönlümü doyuracak bir siyasi parti görmüyorum; görsem zaten gidip kaydolur, aktif siyasete başlardım. Parti üyesi olmak yazarlığa mâni değil ki... Madem konuyu açtın söyleyim, siyasetten hoşlanmıyorum, beceremem, anlamam; rekabet hissim zayıftır çünkü; elimden gelse, içinde parti adı kısaltması geçen yazılardan uzak dururum. Uzaktan seyri bile keyifli değil.
-Yazıyorsunuz ama...
-Yazıyorum, çünkü ülkemin normalleşmesinde karınca kararınca katkıda bulunmak istiyorum ve bu esnada partilerden çok zihnî tutumları esas almaya çabalıyorum. Bir partiye taraftar değilim ama vesâyetçi çözümlere karşıyım; darbelere de hoş gözle bakmıyorum, darbecileri himâye edenlere de. Bu süreçte düşmanlıkla eleştiriyi, destekle parti taraftarlığını ayırmak gerek. Gerçekten tarafsız kalmak zor olduğu kadar değerli de; bizim işimiz futbol hakemliğini andırıyor: Onlar oyuncular kavgaya başladığında, olayları iyi görebilecekleri kadar uzağa çekilip olup-biteni doğru tartmaya, farketmeye çalışıyorlar; onlar da tarafsız kalması gereken kişiler ama tarafsızlıkları sonunda bir karar vermelerini engellemiyor.
-Yani?
-Bırak üyeliği hiç bir partiyle gönül bağım bile yok. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmek için dikkatimi diri tutmaya çabalıyorum. Mutlak tarafsızlık, saçmalıktır. Vicdanı, doğruyu farketmeye hazır tutmak lâzım, bile bile hakkı ketmetmemek lâzım. Doğruyu eksik, yanlışı sevimli göstermeye meyilli benliği fazla kibirlendirmemek lazım.
-Yazarlık zor iş öyleyse?
-Yazarlığı boşver Çekirge; adam gibi adam olmak zor iş asıl. Adam olmak, hayatın en ciddi, en ağır, en mânidar vazifesidir; o sınavda çakanın öteki derslerine bakılmaz bile. Allah esirgesin!
-Aman üstadım, bir nezaket tebrikinde bulunalım dedik, yemediğimiz papara kalmadı; özür dilerim sizi kırdıysam...
-Asıl sen benim kusuruma bakma; doğru olan bu konuşmayı hiç yapmamış olmaktı aslında...
-Neticede oyunuzun rengini ve desteğinizi açıkladınız ama...
-Açıkladım ve şimdi de her vatandaş gibi oyumun hesabını sormak için tetikte bekliyorum. Artık hata yapma lüksü kalmadı hükümetin. İnandım, destekledim. Yanlış yaparlarsa onların yerinde olmak istemem doğrusu ama dilerim ki başarırlar.