Çekirgeliğin sonu!
-Hocam, çok özür diliyorum, kırkbin kere barfiks çekerek cezamı tamamladım; gerekirse bir kırkbin barfiks daha çekerim ama zihnim allak-bullak oldu, size bir şey sormama izin veriniz lütfen...
-Yine gazete okudun değil mi çekirge; sen adam olmayacaksın!
-Affedin yüce efendim, süflî eğilimlerime engel olamıyorum; evet, hem gazete okudum, hem de yine anayasayı karıştırdım...
-Pekâlâ sor bakalım, nedir derdin?
-Efendim, meşhur Türk büyüklerinden biri şöyle bir demeç vermiş: "Türkiye AKP tarafından kaosa sürükleniyor. Bu süreci demokratik şekilde durdurmanın çözümü erken seçimdir. Anamuhalefet partisi başta olmak üzere TBMM'de temsil edilen siyasi partiler seçimi zorlamalıdırlar. CHP erken seçim isteyip istemediğini kamuoyuna açıkça deklare etmeli. Gerekirse Meclis'ten çekilmeli. Muhalefetsiz kalan AKP mecburen seçime gider."
-Oğlum, yanlış hatırlamıyorsam Türkiye hâlâ demokratik bir ülke olacak, isteyen dilediğini konuşur; ne var bunda?
-Ama hocam, demeye getiriyor ki, CHP'li vekiller toptan istifa ederlerse iktidar muhalefetsiz kalacağı için erken seçime gitmek zorunda kalır...
-Eee, bana ne bundan; hem sana ne?..
-Arz ediyorum hocam; anayasayı didik didik ettim. Hükümeti erken seçime zorlayacak anayasal bir kapı aralığı yok. Ara seçimin zamanı çoktan geçti çünkü seçimlere bir seneden az zaman kaldı. Bu durumda CHP'li vekiller istifa ederlerse, sadece bir senelik maaş, ek gösterge vesaire gibi özlük haklarından mahrum olduklarıyla kalacaklar...
-İyi ama çekirge, bu durumda hükümet manevi baskı altında kalmış olmaz mı? Hani muhalefetsiz meclis görüntüsü hoş olmaz da onun için soruyorum?
-Valla hocam, öyle saysak bile ha deyip erken seçim kararı alsanız en azından nisanı buluyor. Üstelik CHP'li vekillerin istifasının yürürlük kazanması, iktidar vekillerinin oylarına bağlı.
-Hmm vaziyet karışık görünüyor, ne diyorsun?
-Bence bunlar lâf hocam, bu plan yürümez.
-Peki, Cumhurbaşkanı istifa etse, hükümet zor durumda kalmaz mı?
-Niye kalsın ki hocam; anayasanın maddesi açık; meclis kırk gün içinde yenisini seçer. Üstelik o zaman zarfında meclis başkanı, devlet başkanlığına vekâlet edecek. Hükümet düğün-bayram eder.
-Sahi be! Yahu çekirge, senin kitapçıdan 2 liraya aldığın bu anayasada neler yazılı olduğunu bu ünlü Türk büyükleri bilmiyor mu ki bu tür lâflar ediyorlar?
- Bilmez olurlar mı üstadım; bilirler elbet; lâkin hesap başka?
- Yaa, nedir o hesap?
- Hesap şu hocam; Türkiye seçim sath-ı mâiline girdiğinde diyecekler ki: "biz vaktiyle söyledik ama, CHP de iktidarın günahlarına ortak oldu; korktular, birkaç ay maaş alamayız, yeniden seçilmek ihtimâli derede balık, bir sürü borcumuz harcımız var; en iyisi bir sene daha göreve devam etmek diye düşündüler. Siz en iyisi bize oy verin"
- Vaay çekirge, bu akıllar nasıl bir akıllar; oğlum senin durumun artık şınavla-mekikle ıslah olacak raddeyi aştı. Senden ne Kung-fu ne de ninja talebesi olur...
- Aman hocam!
- Amanı yamanı yok çekirge; içim kan ağlayarak da olsa seni okuldan kovmak zorundayım.
- Yalvarırım hocam, ben artık ne yaparım; isterseniz bir milyon kere mekik çekeyim!
- Artık faydasız evladım; eşyanı topla ve okulu terket. Hatta defol! Çünkü beni bile siyasete bulaştırdın; git, siyasete atıl, anayasa hukuku hocası ol veya gazetelerde köşe yazarlığı yap ama Kung-fu kariyerin ebediyyen sona ermiştir.
- Bunu yapmayacaktınız hocam; şimdi üzülerek sizin hakkınızda Tevhid-i tedrisat kanununa aykırı okul işletmekten ve devrim kanunlarına muhalefetten suç duyurusunda bulunmak zorundayım.
-Nee, hınk!