Bir ‘flashmob’ videosundan öğrendiklerim
2012 yılının 19 Mayısı’ndayız, saat öğleden sonra 18 suları, günlerden Cumartesi.
Yer, İspanya’nın kuzeydoğusunda Barcelona’ya adeta bitişik durumdaki Sabadell şehrinin göbeğindeki Plaça de Sant Roc, yani Sant Roc meydanı. Sabadelliler akşam piyasasına çıkmışlar, meydanda geziniyorlar.
Bunları nereden biliyorum, çünkü kocaman yazıyor videonun kenarında bu bilgiler; gerisini sair ipuçlarından, Google’dan, Wikipedia’dan tamamlıyorum. Şehir dediysem heyecanlanmayınız lütfen. Meydandaki binalardan birinin üstünde Ajuntament yazıyor, önce adliye binası zannettim, değilmiş; bizim bildiğimiz kaymakamlık binası, yani bir ilçe burası.
Ha, darısı bizim ilçelere…
Avrupa görenlerimiz bilir, meydanlarda müzisyenler bir kenara ilişir, önlerine bir eski kasket veya ayakkabı kutusu koyar (siyasi taşlama gibi bir kasdım yok, tamamen tesadüf!), enstümanlarını tıngırdatıp gıcırdatmaya başlarlar. İsteyen durup dinler, isteyen birkaç kuruş bahşiş bırakır. Güzel bir şehir geleneğidir.
İstanbul’da belediye yönetimleri eskiden bu garibanları zabıtayla kovalarken şimdi çok şükür kadrini bilmeye başladılar; teşvik bile ediyorlar…
Şapkaya atılan paraya bir mim koyalım lütfen
Dazlak kafalı, çok şık giyimli iri yarı bir ağabey koca kontrbasının kutusunu açmış, açış taksimi diyebileceğimiz şeyler çalıyor. Önünde ters çevrilmiş bir silindir şapka. Bazıları etrafında birikmiş dinlemeye hazırlanırken sekiz-on yaşlarında bir kız çocuğu yaklaşıp şapkaya bozuk para atıyor.
Bu nokta önemli, buraya bir mim koyun, az sonra döneceğim bu para meselesine…
Derken meydana açılan binalardan birinin kapısından bir çellist abla çıkıyor, iskemlesini kurup o da sazıyla dazlak abiye katılıyor. Hmm, galiba bunlar 9. Senfoni’nin ilk notaları… Nerden biliyorsun diyeceksiniz; e, altta yazıyor ondan. Hangi senfoni demezsiniz herhalde. Beethoven’e tapulu gibidir 9. Senfoni markası…
Ve anladınız herhalde, etraftaki kalabalığın arasına sızan diğer orkestra üyeleri, ellerinde fagot, keman, viyola, çembal filan ufak ufak kalabalıklaşmaya, eseri zenginleştirmeye başlıyorlar. Derken bir delikanlı çıkıp şeflik vazifesini deruhte ediyor. İnsanlar sokak orkastrasının etrafında kalabalıklaşıyor, çocuklar, yaşlılar, gençler kendiliğinden oluşmuş görüntüsü veren bu sanat olayı etrafında öbekleniyorlar. Senfoni, atağa geçtiğinde seyirci kılığındaki koristler de hadiseye katılıyorlar.
Hasılı bir şenlik azizim; darısı bizim memleketlerin başına derdim ama o güzellikleri yaşamak için daha çekecek çilemiz henüz bitmedi. Biraz sabır!
Hınzır ayrıntı
Her şey güzel hoş fakat videoda hınzır bir ayrıntı gömülü. Bu güzel curcuna bir banka şubesinin önünde cereyan ediyor. BDDK’nın haberi olmasın, ‘Banc Sabadell’ mali gücü nedir bilmiyorum. Bütün numara, konser görüntüsünün arka planında çaktırmadan bankanın levhasını göstermek. Eloğlu reklam yapıyor ama böyle zarifâne yapıyor. Sanatla, espriyle, zekâyla yapıyor.
Ne yapsam, Off-shore hesaplarındaki bütün kara paralarımı bozdurup Sabadell Bankası’na mı yatırsam nedir. Pek hoşuma gitti.
Flashmob nedir; ben de yeni öğreniyorum
Bu video, youtube’da, ‘Som Sabadell flashmob- Banco Sabadell’ başlıyla tam 70 milyon kere seyredilmiş; yayınlayan diyor ki, ‘Bu banka, 130. Kuruluş yıldönümünü kutlarken Sabadellili hemşehrilerine zarif bir cemilede bulunmak maksadıyla Valles senfoni orkestrasıyla anlaştı ve insanlara güzel bir ‘Flashmob’ sundu!
Pardon, flashmob ne demekti ki?
Ben de bilmiyordum; sordum öğrendim. Flashmob, birbirini tanımayan bir grup insanın önceden haberleşip örgütlenerek bir yerde biraraya gelip o eylem her neyse, (burada konser oluyor) gerçekleştirdikten sonra dağılıp evine gitmesi. Siyasi bir eylem de olabilirmiş, mesela yastık savaşı veya dans gösterisi de…
Genel kültür mühim azizim; bakın nasıl lâzım oluyor…
Bir bozuk para nelere kadir
Şimdi, gelelim asıl konuya; ben bu videoyu tesadüfen yerli bir sunucunun takdimiyle izledim. Adını vermeyeceğim bu müzik dostu arkadaş, bu güzel flashmob gösterisini şu başlıkla yayınlamış,
“Harika ötesi bir gösteri, Bir bozuk para nelere kadir… 🙂
Hani yukarda bozuk paraya bir mim koyun döneceğim demiştim ya; döndüm işte. Videoyu bundan üç sene önce seyreden arkadaşımız olayı bir ‘müzisyene bahşiş’ boyutunda görmüş ve değerlendirmiş. Şahsi yorumdur; eyvallah! Olay sandığın gibi değil arkadaş, bak başka boyutları da var’ diye vıdı vıdı etmenin âlemi yok. Ayrıca bir kültür hizmetidir. O başlık olmasa, belki ben hâlâ seyretmemiş olacaktım bu flashmob’u. (Nedir şunun Türkçesi be yav? Cevap: Şart midur; öyle idare et işte…) Kaldı ki bozukpara nelere kadir başlığıyla bu video 170 bin kere seyredilmiş. Popstarlar bile zor görüyor bu rakamı, takdir ettim.
Tabii, konunun en eğlenceli kısmı, videonun altına yazılan yorumlarda. Bu yorumlarda ben toplumumuzun rontgenini veya Manyetik Rezonans (MR) kayıtlarını görüyor ve çok istifade ediyorum. Bir editör kritiğine tabi tutulmadan yayınlandığı için bu kayıtların toplumsal vaziyeti bütün açıklığıyla hissettiren samimi belgeler olduğunu ileri sürüyorum.
Bakalım neler demişler?.. İmlâlarını düzelterek seçtiklerimi sıralıyorum alt alta; her paragraf farklı bir yorumcuya aittir.
Harkülade!
-Türkiye’de yapalım desek işin içine siyasi görüş girer, onun kaşı bunun gözü girer, o Kürtmüş bu Lâzmış, o MHP’li bu AKP’li muhabbeti girer. Bu adamların her zaman için ortak bir noktası var ve maalesef bizim ortak bir noktamız yok ülke olarak..
-Müzik evrenseldir angut, siyasi değil
-Harkülade!
-Bizde olsa süreç şöyle işler, ‘Amirim malum şahıslar hızla bir araya geliyorlar, eylem !’, ‘ Anlaşıldı hepsini alın direnen olursa basın gazı 🙂
-Yorumlara baktım da adamların sanatı üzerine bile kavga eden bir toplum haline gelmişiz; oysa kediler köpekler bile evcilleştiler, bir arada yaşıyorlar. Başka bir şey demiyorum.
-Bunlar insansa biz neyiz!
-Gençler bunlar Amarıha’nın (ABD) oyunu itibar etmeyin.
-Maalesef bizim başkentin ve İstanbul’un meydanlarında katliamları, ölümleri seyrettiriyorlar bize, yazıklar olsun!
-[Yukardaki yoruma tepki!] Belli ki PKK yandaşlığı için yanlış mekândasın. İnsan her yerde insandır; İstanbul’da, Ankara’da vs’de kan döken siyaset sizin doğru gelecekteki siyasetlerin önderliğinde gelen bozgunculuklardır. Hiç düşündünüz mü, huzuru bozanlar kimler, TC vatandaşlığı batanlar olduğunu bildiğiniz halde kendini acındıracak kadar zavallı olduğun her halinden belli. Bu ülkenin başına gelebilecek en iyi lider başımızda. Yaşasın TC vatandaşı, gebersin PKK’lı ve yandaşı. İnşallah o zaman bizim her günümüz bayram olacak, çünkü şeytanlar cehennemi boylamış olacak.
-Türkiye’deki insanların tepkisi. ‘”Şşşt tükanın önünü kapatmayın hemşerim dağılın.’” olurdu heralde…
-Bu gösterinin parayla mı yapıldığını sanıyorsunuz?
Demek ki biz Türkler klasik müziği bayağı seviyormuşuz.
Zabıta nerde ?
-Arkadaki Bank sabadelin reklamı. Bayağı yaratıcı
-Bu Türk’lerin şarkısı mı?
-Geri zekalı!