Beynelislam hüsn-ü kuruntu
"İsrail niçin böyle yapıyor?" sualinin muhatabı olmadığımı sanıyorum ama "Filistin niçin böyle zelil?" veya "İslâm âlemi niçin bu halde?" konusunda diyeceklerim var; bu cevabı Mekke'de gördüm ve hissettim. Aslında bir "İslâm âlemi" yok, öyle bir kavramın mevcut olmasını, kuvveden fiile çıkmasını samimiyetle isteyen de yok. "Âlem" olmadığı için, o âlemin evrensel toplumu anlamına gelecek "ümmet"ten de söz edilemiyor.
Biz lâfa gelince kitâbî bir topluluğuz lâkin kitab nerede biz neredeyiz? Kitabımız 14 asırdan beri tek harfi değişmeden kendini muhafaza ettiği halde, onun toplumu olan bizler, kitabı tahrife uğramış toplumlardan daha zelil haldeyiz. Müslümanlar, dünya sahnesinde vekarını kaybetti.
İslâm konferansı bünyesinde yapılan zoraki toplantılarda resmi zevatın kurumu"çalımı ne kadar anlamsız; gerçek manzara hac mevsimi esnasında Mekke'nin herhangi caddesinden alınabilecek sıradan örneklerde daha sarih görünüyor; hele Tavaf, Sa'y, Arafat, Müzdelife veya Mina'daki kesif kalabalıktan daha anlamlı tablolar çıkarmak mümkün: Ezik, buruk, belli ki eben an ced itilip kakılmış bir topluluk bu. Tek müsbeti, mübarek beldelere en aziz bir emanet mütalaası ile taşınmış saf, naif ve çocuksu masumiyetlerle tecelli eden bir iman tezahüründen ibaret. Masumiyet derecesinden çıkıp "tahkik" seviyesine gelmeden budanmış bir iman telakkisi.
Elde başka neyimiz var bizim?
Ne alâkası var, diyebilirsiniz ama bence kesinlikle mânidar: Mescid"i Haram'ın giriş kapılarında ve köprülerinde İngilizce ikinci dil olmasaydı belki Filistinliler bu kadar istiskale uğramazlardı diye düşünüyorum. Eğer Müzdelife'de, Arafat'ta, hatta Haram'ın hemen yanı başında Müslümanlar kirden kapkara kesilmiş zeminlerde, çöp yığınlarının hemen kenarında namaza kıyam etmeselerdi, bu şuur bizi bir "âlem" haline getirebilirdi. Eğer Müslümanlar gündelik hayatlarında temizlik kavramını vazgeçilmez ve asla taviz verilmez bir standart olarak kabul etselerdi, Amerikalılar, ortada hiçbir ciddi gerekçe yok iken bu derece açık seçik ve kaba bir üslupla Irak'a saldırmayı planlayamazlardı.
Biz, şeytan taşlarken her yıl en azından cehalet ve topluluk âdâbından habersizlik yüzünden birkaç mü'min kardeşimizi feci şekilde ezerek öldüren bir toplum değil miyiz; elindeki taşlar tükendiği halde şeytandan hıncını alamayıp ayağındaki terliği ve şemsiyesini fırlatanlarımız olmasaydı bütün dünyada Müslüman ismi taşıyanlar potansiyel terörist muamelesine tâbi tutulabilirler miydi? Ne alâkası var, demeyiz artık; kesinlikle alâkası var.
Müslümanlar genel itibarla eğitimsiz, görgüsü maalesef kısa, toplu hareket etme idraki zayıf ve ne yazık ki temizlik konusunda ihmâlkar insanları yadırgamıyor.
Taassup illâ ki, bazı çevrelerin zannettiği gibi din devleti kurmak için silaha sarılmaktan ibaret değil; hacca gidenler arasında taassubu görmeyen var mıdır bilmem ama fark eden? Bir gazeteci arkadaşımın şahitliğine istinaden naklediyorum; Kâbe'nin duvarına bütün vücudu ile yapışarak para kesesindeki dolarları taşlara sürtüp de bereketini artırmayı uman kafa, taassubun bir başka vechesidir. Cennete tek başına veya eşiyle dostuyla gidebilmek uğruna yüzlerce mü'min kardeşini omuz ve dirsek darbeleriyle mahmuzlayarak kendine yol açmaya kalkışanlarla aramda hiçbir manevi bağ ve sempati hissetmediğim için suçlu muyum? İşte o gönül kırıklığını, görgüsüzlüğü, kabalığı ve nezaketsizliği ortak çarpanla büyütmek yerine ol görüp sıfırlayamadığımız için "İslâm âlemi" dediğimiz mevhum kavram, hiçbir uluslararası platformda ciddiyet uyandırmıyor. Arap dünyası verimsiz ve neticesiz bir Bizans dessaslığı ile kendi geleceğini düğümlerken, Arapların dışında kalan Müslüman topluluklar, şimdiki zamanın suallerine adam gibi cevap verememiş olmanın suçluluk kompleksini 21. asra taşımakta.
"Ümmet" kavramı geçince öcüden bahsedilmiş gibi tüyleri diken diken olan zevat artık müsterih olabilir; bir İslâm ümmeti yok. "Beynelislâm" kavramı ise ancak "farz"ı muhal" makamında kullanılabilecek bir hüsn"ü kuruntudan ibaret.
Bugün Filistinliler bence bu sebeplerden ötürü hakarete uğruyorlar; yarın Amerikan uçakları Irak'ı bombaladığında şüpheniz olmasın ki, Amerikan kurmaylarının hesap çetelesinde bizim hüsn"ü kuruntularımız da çoktan yerini almış olacaktır.