Balkondaki eylemci

Genç sivillerin çelişkisi, "bizkackisiyiz.com" meraklılarının zihnini kurcalayan soruya benziyor: Onlar teorik açıdan ma'şeri şuuru seslendirdiklerini biliyorlar fakat sokağa indiklerinde kaç kişi olduklarını da dünya gözüyle görmek istiyorlar.

Dün ikindi sularında Cadde-i Kebir'in mütevazı Tünel Meydanı'nda toplanan her yaştan delikanlı şöyle düşünmüş olmalı.

- Ne yani, içimizde "darbeler olmasın" diyenlerimiz bu kadarcık mı?

Değil elbette: "Darbe olmasın; hukuk en üstün güç olsun ve bu kitaplarda gördüğümüz hukuka benzer bir şey olsun" diyenlerimizi sığdıracak meydan yok şehirlerimizde.

Belki Konya Ovası! O kadar çokluk, o kadar sessiz bir yığın, o kadar suskun bir toplum ama asla tepkisiz değil.

Genç sivillerin protesto mitingini, Tünel Meydanı'na hâkim bir binanın üçüncü kat balkonundan seyrettim. Galiba "darbeler olmasın" diyenlerimiz de hep öyle yapıyorlar, öyle yapıyoruz. Balkonlara çıkıp, "Aferin gençler; desteklemek lazım bu çocukları, bizim yapamadığımız, üşendiğimiz bir şeyi yapıyorlar" diye düşünüyor ve aşağıda fikir ve tepkilerimizi seslendirenleri sessiz sedasız alkışlarla destekliyoruz.

Hani şu, "uğruna canımı veririm" bile dedikleri takımı stadyum etrafındaki binaların çatılarından seyreden fanatik taraftarlar gibiyiz.

İstanbul bilmem kaç milyon; protestocular birkaç bin; "Saymalı değil tartmalı" vecizelerini hatırlıyorum. Cadde-i Kebir'in azlığı toplum vicdânının çokluğu gibi göründü bana ve bu "azlık"ın ortak paydası demokratik çizgi idi.

Evet, âşikâr; yeni bir politik cereyan şekilleniyor gözlerimizin önünde. Henüz sandıkları sarsacak miktarda değil, fakat kıvamına bakınca hürriyet, demokrasi ve hukuk devleti taraftarlarının, yakın gelecekte Türk siyasi hayatına yeni değerler silsilesi getireceğini görebiliriz.

Manzara balkondan güzel görünüyor; artık çokluğa inip kalabalığa karışmak lazım. Darbeciler bu defa yargının elinden kurtulmamalı.


Kaynak (Arşiv)