Anamiz bizi aslinda nicin dogurmustu?
Deniz urunleri endustrisinden sorumlu devlet bakani yumrugunu masaya indirerek iki saatten beri konuyu detaylandirmaya calisan kurmaylarini azarladi:
- Bu mesele bitmistir beyler; hepinizi uzun uzun dinledim, onumuzdeki yil liselerde okutulacak sosyoloji derslerinde "marjinal gruplar sosyolojisi"ne ozel bir agirlik verilecektir. Bundan sonra calismalarinizi bu yonde gelistirmenizi bekliyorum; toplantiyi kapatiyorum!
Berber Hakki Usta, nicedir omuz hizasindan seyretmekte oldugu dukkan komsusu Saatci Osman'in gozundeki lup avadanligini cekip aldiktan sonra, adamcagizi omuzundan cekerek sandalyeden kaldirdi ve tezgahin ustundeki antika duvar saatinin mekanizmasina egildi.
- Bak Osman Usta yanlis yapiyorsun; ana zemberegi kurma kolunun miline baglayacaksin biir, yelkovanin 60'lik carkinin yatagi ise asinmis ikii; kaynakla dolgu yaptiktan sonra tesviye ettin mi is duzelir uuc; bilmiyorsun ki bilader!
Babaannem kahirla soyleniyordu o gun yine:
- Hafazanallah, ne gunlere kaldik; bizim zamanimizda isletme organizasyonu, kurumun temel fonksiyonunun gerektirdigi departmanlararasi iletisim gucluklerini gozardi etmeyen bir teorik cercevede algilanirdi. Sunlarin yaptigi isi goruyor musun; su manti hamurunu bir yogurayim, gosteririm onlara gunlerini!
Ucagin enkazi arasindan emekleyerek inliye inliye suruklenmeyi basaran "pilot", tam bir saskinlikla olayi sorusturan gorevliye ifade veriyordu:
- Tamam, pilot lisansina sahip olmayabilirim; ama yillarin soforuyum icabinda; netice itibariyle ikisi de motorlu tasit degil mi bunlarin? Bu zikkimin havadayken fren tutmayacagini kim bilebilirdi ki Allah askina?
Yirmi bir yasindaki kazik kadar delikanli, ensesine yedigi okkali samarin gozlerinde simsekler caktirmasina ragmen istifini bozmadi; babasi ofkeyle cikismaya devam etti ogluna,
- Terbiyesize bak; ne demek 'sen anlamazsin baba diferansiyel denklemlerinden; orta mektep ikiden keyfe ma yesa tasdikname almadim ben; ev gecindirdim ev! Her neyse, bak yeniden anlatiyorum kalin kafa: Dikkat et ne yazmis adam; a ussu n, onu da ne yapmis, getirmis tirnak isaretinin icine koymus; n'oldu simdi...
- Haa bak ben uc senedir yaziyorum suraya; ama dinleyen nerde? Bir kere Hakan Sukur gucsuz abi; o Fatih Terim olacak adama kac defa soyledim; dedim ki, 'hoca bu cocuga vaktiyle Brian Birch'un yaptirdigi gibi kuvvet idmanlari yaptiracaksin; antrenmanlardan sonra olmadi bineceksin sirtina sekiz tur attiracaksin; teri sogumadan bacagina onar kiloluk agirlik sarip sagli-sollu otuz metreden kaleye iki yuz sut cektireceksin; kaleyi tutmayan her top icin basacaksin tokadi. Bak bakalim o zaman toplara et gibi vuruyor mu?
"Taze simiit" feryadina kimsenin aldirmadigini goren Sukru, Suleymaniye Camii'nin kuzey cephesini gecen sokakta biraz nefeslenmek icin golgelik bir yer bulup sirtini duvara dayadi, "garip" diye dusundu.
- Mimar Sinan, "yapi demek kapi demektir" diye dusunen Selcuklu mimarlik geleneginden bihaber degildi; oyleyken su muhtesem eserin kuzey avlusuna reva gordugu giris kapisina bak; gecekonduya benziyor; acaba sonradan mi ilave edildi, yoksa ustad nazar degmesin diyerek mi su ucube elemani avlu girisine yerlestirdi? Ben bile daha iyisini tasarlardim yahu.
Basbakan Yilmaz'in Hacibektas'ta yaptigi "Dinimizin ithal Arap ve Acem karisimi gerici zihniyetlerin etkisinden kurtarilmasi gerekir." cagrisi, Hava Kuvvetleri Komutani Orgeneral Ilhan Kilic'a esin kaynagi oldu. Kilic, Yilmaz'in gorusunu paylastigini belirterek, "Turk Muslumanligi" kavramini gelistirdi (Gazeteler).
Yanlis anlasilmamali; hayatin diger kompartimanlarinda olup-bitenlere bir "uzman at gozlugu"nu siper ederek ilgisiz kalan bakis acisini hep tenkit ettim; insana yapmakta oldugunun degil, yapabileceginin en iyisini yapmak yolunda bir sans verilmesini savundum; ama yukaridaki son ornek "dilettante" ilginin masumiyetine sigmiyor.
Ve belki de yazarin hukmunu ifade eden su son paragrafin digerlerinden farki yoktur?