Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Cok degerli hocam, Ben, Dokuz Eylul Universitesi Buca Egitim Fakultesi ogrencisiyim. Sivas'in Altinyayla Ilcesi'nde oturuyorum.

Altinyayla tarihi bir sehir. Gecen yaz bir muddet orada calistim. Sehir, Hitit'lerin Hattusas'tan sonraki ikinci buyuk merkezi. Hititce'deki ismi "Sarisa" imis.

Belki bunlardan bir Sivasli olarak haberiniz vardir; fakat ben bilmediginizi farz ederek uzun uzun yaziyorum.

Sehrin ortaya cikarilma calismalarini Margorg (?) Universitesi'nden bir Alman profesor ve ekibi yonetiyor, isin 40 yilda bitirilmesi hedefleniyormus. Gecen yaz galiba 5. yiliydi.

Gerci arkeoloji, bolumunuzle ve edebiyatla pek alakali degil; ama ben, ruhumda firtinalar koparan boyle bir kultur hazinesinin sizin de dikkatinizi cekecegini dusunuyorum. Ayrica bazi noktalarda sahip oldugunuz imkanlar sayesinde bir nebze olsun care bulabilirsiniz.

Bu sehirle ilgili benim endiselerim var. En basta calismayi yapanlarin yabanci olmasi beni bu endiseye sevk ediyor. Dikkat ettim, Kultur Bakanligi adina sadece arada bir gorunen birisinden baska hicbir yetkilimiz yoktu. Buluntular Sivas Muzesi'ne goturuluyor; fakat boylesine onemli bir konuda hicbir kontrol olmadigi icin bulunanlarin yolunu sasirarak Berlin Muzesi'ne gitmesi isten bile degil. Bu ihtimali duyarak yasamak inanin beni kahrediyor. Nasil kahretmesin ki, bu yil yapilan calismada onemli seyler bulundu: Iki tane tam, zedelenmemis tablet ve bir boga heykeli. Tableti inceleyen profesorun bize aktardigi yazilar, ruhumdaki heyecani ve bu gizemli, 2000-3000 yillik tarih hakkindaki merakimi daha da artirdi: "Buyucu kadin der ki..."

Beni muteessir eden bir nokta da o kadar universitemiz ve arkeoloji kursumuz olmasina ragmen birakin calisma yurutmeyi, bu buyuk olayi gormek gibi bir lutuf icin dahi bir tek ilim adaminin buraya ugramamasi.

Elin oglu Pancermenizm'ine dayanak noktasi aramak icin o kadar yolu tepip geliyor ve biz burnumuzun dibindeki zenginligi arastirmak zahmetine dahi katlanamiyoruz. Gecenlerde Ahmet Hikmet Muftuoglu'nun "Gonul Hanim" isimli kitabini isledik. Orada bahsedildigi gibi 1893 yilinda Orhun Kitabelerini Danimarkali Thomsen cozmus. Sarisa sehrini Alman Andreas ortaya cikariyor. Demek ki kultur varliklarimiza kayitsiz kalmak gafletinde istikrarli gidiyoruz.

Calismayi yuruten profesor, surekli kendi ogrencilerini getirtip inceleme yaptiriyor. Dusunun, pratik egitime bakin. Bizim arkeoloji ogrencileri teorik egitimle mezun oluyor ve gelecegin profesorleri onlarin arasindan cikiyor. Ondan sonra kendi tarihimizi sundan-bundan ogreniyoruz. Oyle ya yazin Marmaris'te tatil yapmak dururken Anadolu bozkirinda kim toza bulanma enayiligine katlanacak? Bunu yapsa yapsa gavurlar yapar.

Son olarak kaziya arada bir ugrayan biricik gorevlimizin tavrindan bahsetmek istiyorum. Daha onceki senelerde elde edilen tabletler parca parcaymis. Bu yaz iki saglam tablet ve boga heykeli bulununca yabancilarin tavrini gormeliydiniz. Yabancilarin gosterdigi cosku seline karsilik bizim arkeologun kayitsizca, buluntulara adeta tas parcasina bakar gibi bakmasi beni cildirtti. Gecen yil arkadaslarla Alanya Kalesi'ne gitmistik. Bazilarina o devasa esere alelade tas duvarlar olarak bakmasina da isyan etmistim.

Inanin bu "Sarisa" meselesi kafami cok mesgul ediyor. Koca Kultur Bakanligi bu konuda kayitsizken ben ne yapabilirim bilmiyorum. Sizden ricam, bu vahim durumu Turkiye'ye duyurmaniz. Eminim benim duydugum acilari siz de yasiyorsunuz; ancak bir seyler yapmak geregine inaniyorum.

Kusura bakmayin, size baska bir meseleden daha bahsetmek istiyordum; ancak konuya girdikten sonra ruhumun cirpintisi kalemimi kagit uzerinde biteviye gezdirdi. Kafanizi bu kadar agritmakla yeterince haksizlik yaptigim kanisindayim.


Cok kucuk bazi duzeltmeler disinda bu okuyucu mektubunu sizlerle paylasmak istedim. "Sarisa"ya bundan dort yil once gitmis ve gezmis, calismayi yuruten Alman ilim adami ile tanismistim. Sarisa, okuyucumun vasfettiginden daha buyuk ve onemli bir sehir ve bu noktada ismini yazmayi unutan okuyucumun hassasiyetine yurekten istirak ediyorum. Bulunan bazi parcalarin Berlin Muzesi'ne gidip gitmedigi yolundaki suphesini ihtiyatla karsilamakla birlikte "ilgisizligimiz"in ne kadar vahim boyutlar tasidigini yakindan biliyorum. Bu mektubu, sadece Kultur Bakanligi'nin degil, hemen herkesin dikkatini "Sarisa"ya yoneltmek maksadiyla yayinliyorum. Ilgili kuruluslarin yollayacagi aciklamalari da yine buraya iktibas edecegim tabiidir.