Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

Dersim'de devletin niçin gereğinden fazla haşin ve nisbetsiz güç kullandığını anlamak için, hadiseden yıllarca önce Menemen'de vukubulan Kubilây hadisesinin pek bilinmeyen bir yönüne eğilmekte fayda var.

Aşağıda zikredeceğim örnek, bize kısaca o dönemde "Devlet refleksi"nin ölçülerini ve karar mekanizmalarının iç yüzünü gösteriyor. Bu bilgileri iki yıl önce (21 Kasım 2009) yayınladığım "Çekiç ve Çivi" başlıklı yazımdan iktibas ediyorum. O yazı şöyle bitiyordu: "Birinin elinde çekiç varsa, karşılaştığı her meseleyi çivi gibi görmeye başlar."

Yeni bir tartışma konusu icad etmek için değil, anlamak için...


7 Ocak 1931 Çarşamba günü, Cumhurbaşkanı Atatürk, Başvekil İnönü, Meclis Başkanı (General) Kâzım Özalp, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, Milli Savunma Vekili Zekai ve II. Ordu Komutanı Fahrettin Altay Çankaya Köşkü'nde bir araya gelerek iki hafta önce Menemen'de vukubulan irtica olayını görüştüler. Fahrettin Altay, kitabında (On Yıl Savaş ve Sonrası, İnsel Yay. 1970, s.434 vd), "Bu konuşma bana bir talimat mahiyetinde olduğundan not ettim" diyor. O sayfalardan bazı yerlerini atlayarak aynen aktarıyorum:

Gazi Paşa- (...) Ceza edilemeyen kesif yerler de örfen dağıtılmalıdır, mahkum olanları birer ikişer tecziye etmelidir ... En az kabahatı seyirci kalmış Menemen halkı orayı terketmelidir. Hepsi müttehimdir (...) Şimdiye kadar malum olan siyasi halleri bu meselede alakadar olduklarına delil-i kâfidir. Son Posta, Yarın gibi gazeteler (...) hükümet korkulacak bir şey değildir fikrini vermiş ve körüklemişlerdir. Onların cesaretini takviye eden avamilden [unsurlardan] bu gazete mesul müdürleri Divanıharbe gelmelidir. Terakkiperverlerin bir kısmı behemahal bu siyaset içindedir. Fethi Bey değildir. Kazım Karabekir Hüradam'da imzasız makaleler yazmaya başladı. Hükümeti düşürmek için bir harekettir (...) bu gazetecilerle de temas etmek ve hiçbir şey yapılmasa bile Divanıharbde sorguya çekmek lazımdır. Ali Seydi'nin babası Nakşibendi şeyhlerindenmiş, Osman Şevket Paşa da oranın müridi imiş... Ona divanıharbde sormak lazım: Şeyhin kimdir, kaç mürit yetiştirdin? Zabitan içinde müritlerin kimlerdir? Bu tarikati ekraze (ecrase; baskı) etmek. Pek çok müritten bahsolunuyor, bunların hepsi korkunç olamaz fakat konvenkü [?] olanlar musırrdır her şeyi yaparlar.

İsmet Paşa- Konvenkü olanlara hıyanete alet oldukları ikna ve ihsas etmelidir ki manen itham edilmiş olsunlar. Serbest Fırka'nın bunların rüesası [önderleri] ile bir itilaf yaptıkları arayıp çıkarmalıdır. Fransızların neşriyatı, Gazi ve İsmet Paşalar Serbest Fırka'yı ezmek için bunu tertip ettiler. Doğru mudur diye soruyorlar, bu bir propagandadır.

Gazi Paşa- Kısa zamanda bu işi bitirmeli, her şey çıkmazsa da zararı yok, ayrı bir safha olur.

Kâzım Paşa- Nakşıbendi teşekkülü siyasidir, bütün isyanlar bunun hareketi ile başlamıştır. Abdülhamit de bundandır. Eski ihtilallerde öne düşen şeyhler hep Nakşibendidir. Bu malumatla Divanıharp, isyanı yapan tarikatın siyasi olduğunu tesbit eder ve şeyhleri mevkufen mahkemeye alır. Tarihî ananeler böyledir. (...)

Gazi Paşa- ... Gazetecilik yapanlara hürriyet-i matbuatın böyle olmadığı divanıharpte sorguya çekilmekle anlatılmalıdır.

Şükrü Kaya- Bayburt ihtilâlinde askerimizi kesenler Nakşibendilerdi. 31 Mart vakasında Vahdeti de Nakşi idi.

Kazım Paşa- ... Bozkır isyanını yapanlarda da Nakşıbendiler vardır.

Gazi Paşa- Bunlara müsamaha etmek doğru değildir. Kumandanlar bilmelidir ki bu tarikat yok edilecektir, siyasi tertibat aranacaktır.

Kazım Paşa- Bu tarikat muzır bir yılandır, mahvedilmelidir.

Gazi Paşa- Hiçbir yerde kutup ve kutbülektap bırakılmamalıdır.

İsmet Paşa- Başkumandan'a seferde idam selahiyeti verileceği kanun-ı esasiye girmelidir. Bunda idam cezası Meclis'e aittir.

Gazi Paşa- İdam cezasını Meclis tasdik etsin (Buna karar verildi.)