Ahmet Turan Alkan.net Gayriresmi Ahmet Turan Alkan Sitesi

'Ileri suruculuk teknikleri uzmani' Demir Bukey'in, Mehmet Gundem'e verdigi mulakattaki bir sozu, trafik derdinin "trafik otesi" boyutunu buyuk bir vuzuhla ortaya koyuyor: "Trafik, paylasma ortamidir; paylasma duygusunun ust duzey bir duygu oldugunu unutmayin!"

Paylasmayi hazmetmek kolay degil; Sayin Demir Bukey'in kasdettigi manada paylasmaya saygi gostermek, neredeyse "insan-i kamil" derecesinde bir erdem ve gorgu gerektiriyor. Trafige cikan her surucuden birer "insan-i kamil" davranisi gostermelerini bekleyebilir miyiz? Baska bir ifadeyle trafik ahenginin normal seviyede seyrettigi diger ulkelerde butun suruculer birer "insan-i kamil" gibi mi davraniyor; elbette degil. Kanunlar, kanuna uymasi istenen ve beklenen kisilerin faziletli, olgun ve mukemmel kisiler oldugu kaziyyesiyle hazirlanmadigi gibi kanun yapmaktan maksat insanlari ferden veya toplu halde mukemmellestirmek de degildir. Tam aksine kanunlar, herbirimizin yekdigerine en az zarar vermesini temin ve bu suretle kamu nizamini tesis etmek icin cikariliyor. Kamu nizaminin, herkesin asgari derecede zarar gorerek isletildigi ulkede, sokaklar "insan-i kamil"lerle dolup tasmiyor; isin sirri "kanuna itaat" fikrinde. O ulkelerde "Hukuk Devleti" esasinin cizdigi genel cercevede yururluge sokulan kanuna karsi cikmak, kimselerin aklindan gecmiyor bile. Insanlari kanunla mukemmellestiremezsiniz; ama en azindan mukemmel insan taklidi yapmalarini saglayabilirsiniz. Yururlukteki kanunun islerligini ve gecerligini kollamak devletin baslica vazifesi.

Bizim trafik kanunumuz yok degil; kagit ustunde goruldugu kadariyla neredeyse mukemmel bir trafik kanunumuz var; ama kanunun islerligini takip fikrinden mahrumuz. Iyi kanun yaparak mesele halletmek yolunda besledigimiz batil inanc, bizde en pozitivist kafalari bile esir etmistir: 61 Anayasasi ufak-tefek ittiratsizliklari disinda fevkalade guzel bir metindi; ormanlari korumak icin de ozene-bezene hazirlanmis bir kanuna sahibiz. Problemi, hayatla kanun arasinda simdiye kadar ne yapacagini dogru durust kestiremeyen kamu otoritesinde aramak lazim belki de.

"Vatandas kanunun acik tarafini ariyor ve buluyor; egitim seviyemiz dusuk oldugu icin isimize gelmeyen her kanunu kaduk hale getiriyoruz." itirazi manasiz. Bizde bir trafik kanunu var; fakat ardinda kamu otoritesi (mueyyidesi) yok. Trafik felaketlerinin bas unsuru olarak surucu hatalarini isaretlemek kolay; felakete yol acan surucunun isledigi en sondan bir onceki benzer hatadan oturu mutlaka uyarildigini veya cezaya carptirildigini soyleyebilir miyiz?

Sayin Demir Bukey'in ogretici tembihlerini zevkle ve merakla takip ediyorum; goruslerine katilmamak mumkun degil; ama problemin sebebini son tahlilde "paylasma edebi"nden mahrum bulunmakligimiza getirip birakmak, tenkidi sakat birakiyor: Keske oyle olsaydi, kamu otoritesinin ikazina mahal birakmadan yollari, kaldirimlari ortaklasa kullanma edebine sahip olabilseydik; sorumluluklarimizi yerine getirip, hayati birbirimiz icin zehir etmeyebilseydik! Unutmamali ki devletin varligini izah eden en ciddi teorilerden biri olan "toplumsal sozlesme" fikri, her insanin dogustan sahip oldugu hak arama, maruz kaldigi adaletsizlikleri bizzat ortadan kaldirma, kendi guvenligini saglama gibi sahsa bagli haklarin devlete devredilmesi esasi uzerine kurulmustur. Daha acik konusmali: Hirsizliga goz yuman, cinayeti kovusturmayan, yol kesene yardim eden bir zabita kuvvetinin sorumlulugu ile trafik suclarina goz yuman, faillerini gormezden gelen, denetimi eksik birakan, ikaz vazifesini aksatan ve kotu niyetleri caydirmayan trafik zabitasinin sorumlulugu da ayni seydir.

Suruculugumun ilk aylarinda aynen Demir Bey gibi dusunuyor ve surucu ruhsati alacaklarin suruculuk imtihanindan once "nezaket ve muaseret bilgisi, asabiyet derecesi hatta genel kultur seviyesi" gibi etrafli bir yoklamadan gecirilmesinin sart oldugunu savunuyordum. Bu fikrimden caymis degilim; ama her yuz surucuden doksani aranan nitelikleri haiz oldugu halde kalan on kisinin keyfi davranislari ve baskalarinin hayatini tehlikeye atacak hareketleri eninde-sonunda caydirilmazsa, doksan kisilik cogunluk neticede kendisini "enayi" gibi hissetmeyecek midir?

Kurslar islah edilmeli, baraj yukari cekilmeli, hatta eski suruculer bile yeniden imtihandan gecirilmeli; amenna! Ama mutlaka su hayati tedbirle beraber: Trafik zabitasi, kendisine kanunun yukledigi isini eksiksiz yerine getirmeli; sayilari azsa artirilmali; ekipman eksikligi tamamlanmali, sikayetleri giderilmeli; ama zabita, zabita gibi olmali.

Bence trafik canavari, gidasinin bir ogununu de trafik zabitasindan temin ediyor.